Aft Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
Aft Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
Aft Nedir?
Hemen hemen herkes hayatının bir döneminde ağız içinde çıkan yaralarla problem yaşamaktadır. Aft ismi verilen bu ağız içi yaraları, bir kişinin başına çok nadir gelebilirken, bazılarında sıklıkla ortaya çıkabilmekte ve herhangi bir işaret vermeden geri gelmektedir. Her iki durumda da, oldukça acı verici olabilen bu ağız içi yaraları, yemek yeme hatta konuşma sırasında rahatsızlık yaratabilmektedir. Aftlar genel olarak ciddi sağlık sorunları olarak görülmemektedir, ancak şiddetli ya da altında yatan başka bir tıbbi durum nedeniyle tetikleniyorsa, tedavi edilmemesi durumunda çok daha sık ve sinir bozucu bir hale gelebilmektedir(1).
Birkaç farklı aft türü bulunmaktadır. En yaygın biçiminde yaşanan durum, ağız içi kısımlarını kaplayan mukozal zarda meydana gelen hasarlardır. Bu hasar meydana geldiğinde, vücudun doğal yanıtı bir aft oluşturmaktır. Ağız sinirleri yüzeye çok yakın olduğu için, özellikle dokunulduğunda, aftlar ağrıya neden olmaktadır.
Ağız içinde meydana gelen ve afta yol açan bu hasarların, yaralamadan besin yetersizliğine kadar pek çok nedeni bulunmaktadır. Bazı insanların, özellikle de sigara ve alkol bağımlılığı bulunanların aft geliştirmeye daha eğilimli olduğu düşünülmektedir. Diğer yandan, uygunsuz yerleştirilen protezler ya da keskin olan bir dişte aşırı sürtünme nedeniyle afta yol açabilmektedir. Bu nedenle protezlerin ve dolgularının iyice oturduğundan ve rahat olduğundan emin olunması son derece önemlidir(2).
Aft, bulaşıcı değildir ve genellikle bir ile iki hafta içinde kendi kendine iyileşmektedir. Bununla birlikte, büyük veya aşırı derecede ağrılı bir yara haline gelebilmekte ya da iyileşmeden uzun bir süre rahatsızlık hissi vermeye devam edebilmektedir. Bu durumda bir doktor tavsiyesi almalısınız(3).
Aft Belirtileri
Ağızda oluşan aft başlangıcı ve sonrası belirtileri, nedenine bağlı olarak farklı şekillerde gelişebilmektedir, ancak genel olarak aşağıdakileri içermektedir:
• Ağızda yuvarlak bir yara veya yaralar
• Yaralar üzerindeki şişkinlik
• Hassasiyet
• Batma nedeniyle çiğneme veya diş fırçalama problemleri
• Yaraların tuzlu, baharatlı veya ekşi gıdalar nedeniyle tahriş olması
• İştah kaybı(4)
Aft ya da ağız ülseri, altta yatan hastalığa, rahatsızlığa veya duruma bağlı olarak değişen diğer belirtiler ile birlikte ortaya çıkabilmektedir. Sık sık ağız içini etkileyen belirtiler, aynı zamanda diğer vücut sistemlerini de içerebilmektedir.
Aft nasıl anlaşılır? Ağız içinde oluşan yaralar ve bu yaraların beraberinde getirdiği belirtiler şunlar olabilmektedir:
• Ağız köşelerinde çatlaklar
• Ağız kuruluğu
• Ateş
• İştah kaybı
• “Malaise” ya da uyuşukluk
• Bademcikleri veya boğazı kapsayan irin veya beyaz lekeler
• Cilt döküntüsü
• Boğaz ağrısı
• Şişmiş lenf düğümleri(5)
Aftın diğer belirtileri şunları içerebilmektedir:
• Karın ağrısı
• Kanama
• Karışıklık
• Depresyon
• İshal
• Ağız ağrısı veya şişme
• El ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma
• Azalan iştahla birlikte istenmeyen kilo kaybı
• Mide ülseri
• Dil ağrısı
• Zayıflık
Acil Tıbbi Yardım Gereken Belirtiler
Bazı durumlarda, ağızda çıkan bu yaralar, acil durumlarda hemen değerlendirilmesi gereken, hayati tehlike oluşturan bir durumun belirtisi olabilmektedir. Siz ya da birlikte bulunduğunuz birinin hayatı tehdit eden belirtilerden herhangi birine sahip olması durumunda acil tıbbi yardım alınmalıdır. Ciddiye alınması gereken belirtiler şunlardır:
• Yutma veya solunum zorluğu
• Yüksek ateş
• Açıkça düşünmede sorun yaşama(6)
Hamilelikte Aft Belirtileri
Hamilelikte aftlar sıklıkla yanak içlerinde, dilde ve iç dudakların altında gelişmektedir. Ancak, durumu daha şiddetli bir hale getirebilen diğer belirtiler de ortaya çıkabilmektedir:
• Ateş
• Salyanın ağız kenarından akması
• Ciltte kaşıntı ve tahriş
• Yemek yeme ya da konuşma zorluğu
• “Letarji”
• Dil ve ağız alanında yanma hissi
• Kötü nefes veya ağız kokusu(7)
Çocuklarda Aft Belirtileri
Aft genellikle çocuğunuzun ağzının iç astarında, diş etlerinde veya dil yüzeyinde ortaya çıkmaktadır. Bu yaraların şekli yuvarlaktır ve beyaz renkte görünmektedir.
Aft yaraları, çocuğunuz özellikle tuzlu veya baharatlı yiyecekler yediğinde daha da ağrılı bir hale gelmektedir. Bazen çocuğunuz aft yaraları iyileşene kadar yiyecekleri yemeyi reddedebilir.
Bir enfeksiyon sonucu aftlar oluşmuşsa, çocuğunuzun ateşi de olabilir.
Çocuğunuzun bir ağız enfeksiyonuyla ilgili olarak aft problemi yaşadığını düşünüyorsanız, bir doktora başvurmalısınız.
Çocuğunuzun aft ile birlikte yaşayabileceği diğer ciddi belirtiler ise şunlardır:
• Kilo kaybı
• Karın ağrısı
• Açıklanamayan ateş
• Dışkıda kan veya mukus
• Boyun sertliği ve yorgunluğu
• Anüs çevresinde yaralar
Bu tür ciddi belirtilerin ortaya çıkma nedeni, ağız içinde çıkan aftların bazen “çölyak hastalığı” veya iltihaplı bağırsak hastalığına bağlı olabilmesidir(8).
Afta Ne Sebep Olur?
Aft neden olur? Çoğu aft durumunda, aftın nedeni enfeksiyon değildir. Bu nedenle de, kişiden kişiye geçmemektedir. Afta sahip olan biriyle öpüşmek ya da bardakları veya çatal bıçakları ortak olarak kullanmak, aftın size de geçmesine yol açmaz.
Ağızda meydana gelen ufak hasarlar bile afta neden olabilmektedir. Yemek yediğinizde, yanağınızı yanlışlıkla ısırarak ya da diş fırçasını yanlış kullanarak ağız içinde hasarlara sebebiyet verebilirsiniz.
Tekrarlayan aftların nedeni genellikle bilinmemektedir. Bununla birlikte, bir takım faktörler tekrarlayan aft riskini artırabilmektedir. Aftı tetikleyen faktörler şunlardır(9):
• Stres ve anksiyete
• Ağız travması (örneğin, aşırı diş fırçalama ya da keskin veya sert gıdalar çiğneme)
• Hormonal değişiklikler
Bazı kadınlar özellikle adet dönemlerinde aft geliştirmektedir. Bu, adet döngüsü sırasında vücudunuzdaki hormon düzeylerinde meydana gelen değişikliklerden kaynaklanmaktadır.
Bazı gıdalar yemek de aft gelişme olasılığını artırabilmektedir. Aft riskini arttırdığı düşünülen bazı gıdalar şunlar olabilmektedir:
• Çikolata
• Kahve
• Yer fıstığı
• Badem
• Çilek
• Peynir
• Domates
• Buğday unu
Tekrarlayan aft sahip olan kişilerin yaklaşık olarak % 40 kadarında aftı içeren bir aile öyküsü bulunmaktadır(10).
Sigarayı Bırakmak
Kişi sigarayı bıraktığında, aft geliştirme riski normalden daha fazladır. Bu vücudun normal bir reaksiyonudur. Vücut, sigara geçmişinden kaynaklanan kimyasallardaki değişimlerle mücadele etmektedir.
Sigarayı bıraktıktan sonra aftlarda meydana gelen artış geçici bir durumdur. Bunun sigarayı bırakmanızı engellemesine izin vermemelisiniz. Sigara içmenin uzun vadeli sağlığa olan zararları, aftların yaşattığı kısa süreli rahatsızlıktan çok daha büyüktür(11).
Altta Yatan Başka Tıbbi Nedenler
Tekrarlayan aftın altında yatan başka bir tıbbi durum mevcut olabilir. Aftın sürekli olarak çıkmasına neden olabilecek tıbbi durumlardan bazıları şunlardır:
Vitamin B12 eksikliği: B12 vitamini, kırmızı kan hücrelerinin yapılmasına yardımcı olmakta ve vücudun sinir sistemini sağlıklı tutmaktadır. Dolayısıyla, B12 vitamini eksikliği yorgunluk, nefes darlığı ve afta neden olabilmektedir.
Demir eksikliği: Demir eksikliği durumunda, kırmızı kan hücreleri yeteri kadar oksijeni taşıyamamaktadır. Bu da daha yorgun ve uyuşuk hissetmeye yol açmaktadır. Baş dönmesine de neden olan demir eksikliği, bazen aftın gelişmesine sebebiyet verebilmektedir(12).
Çölyak hastalığı: Çölyak hastalığı, buğday, çavdar ve arpa gibi gıdalarda bulunan gluten isimli bir proteine karşı hassasiyete sahip olma durumudur. Durum, ince bağırsağın iltihaplanmasına neden olmaktadır. Aft da çölyak hastalığı olan erişkinlerde yaygın olarak ortaya çıkan bir belirtidir.
Crohn: Crohn hastalığı bağırsak iltihaplanmasına neden olan bir hastalıktır. Ağızda aftlarına gelişmesine yol açabilmektedir.
“Reaktif artrit”: “Reaktif artrit”, vücuttaki başka bir enfeksiyona karşı oluşan bir reaksiyondur. Bazen ağza yayılan iltihaplanmaya da neden olarak aftı tetikleyebilmektedir.
Zayıf bir bağışıklık sistemi: Vücudun bağışıklık sistemine saldıran veya bastıran herhangi bir durum aftın gelişmesine neden olabilmektedir. Örneğin, HIV gibi bağışıklık-baskılayıcı bir hastalık durumunda aft ortaya çıkabilmektedir(13).
İlaca Karşı Reaksiyon
Bazı durumlarda aft, alınan bir ilaca tepki olarak ortaya çıkabilmektedir. Afta neden olabilecek bazı ilaçlar şunlardır:
• “Non steroid antiinflamatuar ilaçlar”: İbuprofen ve aspirin gibi ağrı kesici ilaçlar aftı tetikleyebilmektedir. (16 yaşın altındaki çocuklara aspirin verilmemelidir.)
• “Nicorandil”: “Nicorandil” bazen anjin tedavisinde kullanılan bir ilaçtır ve afta neden olabilmektedir.
• Beta blokerler: Beta blokerler, anjin, kalp yetmezliği, yüksek tansiyon ve anormal kalp ritimleri gibi kalbi ve kan akışını etkileyen çeşitli koşulları tedavi etmek için kullanılmaktadır ve afta neden olabilmektedir.
İlacın kullanılmaya başlamasıyla ya da dozaj artırılmasıyla aftlar ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte, bu genellikle geçici bir durumdur. İlaç nedeniyle aft problemi yaşıyorsanız, bu konuda doktorunuzdan tavsiye alabilirsiniz(14).
Diğer Nedenler
Afta daha az sıklıkla neden olan diğer durumlar şunlar olabilmektedir:
“Herpes simpleks enfeksiyonu”: Ağızda ve cinsel organlarda yaraların oluşmasına neden olabilen bu virüs, ağızda aftların gelişmesine yol açabilmektedir.
Anemi: Az sayıda kırmızı kan hücresi üretilmesiyle ortaya çıkan anemi, afta neden olabilmektedir.
Bazı cilt koşulları: “Liken planus” (deride düz, mavi veya mor renkli cilt lezyonlarının bulunması) ve “anjina bülloza hemorajika” (patlarlarsa ülsere dönüşen kan dolu kabarcıklar) gibi cilt koşulları afta neden olabilmektedir(15).
Gastrointestinal hastalıklar: İrritabl bağırsak sendromu ve gastroözofageal reflü hastalığı aftı tetikleyebilmektedir.
Farenjit: Boğaz ağrısı ile karakterize olan farenjit, afta yol açabilmektedir.
Suçiçeği: Hafif ama son derece bulaşıcı bir durum olan suçiçeği, kaşıntılı bir döküntü oluşturmaktadır. Sonuç olarak, ağız içindeki aftlar da tetiklenebilmektedir.
El, ayak ve ağız hastalığı: Enterovirüs olarak bilinen bir çeşit virüsün neden olduğu yaygın ve hafif bir hastalıktır(16).
Afta Ne İyi Gelir?
Ağız ülseri olarak da bilinen aft, ağız içindeki yaralardır. Ağzınızda veya diş etlerinizin tabanında gelişen küçük, ağrılı lezyonlardır. Yemek yiyebilir, içecek içebilir ve konuşabilirsiniz ancak tüm bunları yaparken rahatsız etmektedir. Kadınlar, ergenler ve ailenin ağız yolunda ülseri olan insanlar ağız ülseri gelişimi açısından daha yüksek risk altındadır.
Ağız ülseri bulaşıcı değildir ve genellikle bir ila iki hafta içinde iyileşir. Bununla birlikte, büyük veya aşırı derecede ağrılı bir yara haline gelebilir ya da iyileşmeden uzun süre devam edebilir. Bu durumda bir doktor tavsiyesi almalısınız(17).
Aft Nasıl Tedavi Edilir?
Aft nasıl geçer? Çoğu aft durumunda belirli bir tedaviye ihtiyaç duyulmamaktadır. Aft genellikle 10-14 gün içerisinde kendiliğinden iyileşmektedir. Bununla birlikte, aft şiddetli, acı verici veya günlük faaliyetlerinize (örneğin yemek yeme gibi) müdahale ediyorsa, tedavi gerekli olabilmektedir.
Aftların altta yatan bir durumun sonucu olarak ortaya çıktığı düşünülüyorsa, durumun tedavi edilebilmesi için bir uzmana yönlendirilmeniz gerekebilir(18).
Hafif bir aft problemi yaşanıyorsa, aftın daha çabuk iyileşmesine yardımcı olmak için kendi kendinize yapabileceğiniz bazı faydalı yöntemler bulunmaktadır:
• Dişlerinizi fırçalarken yumuşak bir diş fırçası kullanın.
• Aft iyileşene kadar sert, keskin, baharatlı ve asitli yiyecek ve içeceklerden kaçının (çiğnemenin daha kolay olduğu yumuşak gıdaları tercih edin).
• Belirli gıdaların aftı tetikleyebileceğini düşünüyorsanız, o gıdalardan kaçının.
• Yoga, meditasyon veya egzersiz gibi rahatlatıcı yöntemleri deneyerek stres seviyenizi azaltın.
Aft, keskin bir diş ya da yanağınızın iç kısmını kesen dolgu gibi belirli bir fiziksel neden sonucu oluşuyorsa, nedeni tedavi edildikten sonra aft doğal olarak iyileşmektedir. Bu konu için bir diş doktorundan yardım alabilirsiniz(19).
İlaçla Tedavi
Bazı durumlarda tedaviye ilaçlarla tedavi edilebilmektedir. Doktorunuz ya da diş doktorunuz size hangi ilacı almanız gerektiği hakkında bilgilendirecektir. Reçetesiz olarak da eczanelerden temin edilebilen ilaçlar bulunmaktadır, ancak, bazı ilaçlar çocuklar veya hamile olan, emziren veya hamile kalmaya çalışan kadınlar için uygun değildir.
Aftları ortadan kaldıran herhangi bir ilaç bulunmamaktadır. Kullanılan ilaçların etkinliği hakkındaki araştırmalar da sınırlıdır. Diğer yandan, ilaçla uygulanan tedavilerin gelecekte aft geliştirme riskini azaltma gücü de bulunmamaktadır(20).
• “Kortikosteroidler”
“Kortikosteroidler” iltihabı azaltmaya yardımcı olabilen bir ilaç türüdür. Ağız içindeki aftlar ile ilişkili ağrıları azaltabilmektedir. Aynı zamanda, iyileşmenin hızlandırılmasına da yardımcı olabilmektedir.
“Kortikosteroidler”, gargaralar ve spreyler gibi birçok farklı biçimde kullanılabilmektedir. Diğer yandan, 12 yaşın altındaki çocuklarda aft için “kortikosteroid” ilaçları kullanmadan önce doktorunuza danışmalısınız(21).
• Antimikrobiyal Ağız Yıkama Suları
Antimikrobiyal olan ağız yıkama suları, özellikle ağrılı aftlar oluştuğunda kullanılabilmektedir. Bu antimikrobiyal ağız yıkama suları, bakteri, virüs veya mantarları öldürmeye yardımcı olur. İyileşme sürecinin hızlandırılmasını da sağlayabilmektedir. En sık kullanılan antimikrobiyal ilaç ise “Klorheksidin glukonat” olarak bilinmektedir.
“Klorheksidin glukonat” normalde günde iki kez kullanılmaktadır. “Klorheksidin glukonat” kullandıktan sonra dişlerinizin üstünde kahverengi bir leke görebilirsiniz. Bu leke kalıcı değildir ve tedaviyi tamamladığınızda dişleriniz normal rengine dönmelidir.
Bu kahverengi lekeyi önlemenin en iyi yolu, “klorheksidin glukonat” gargara olarak kullanmadan önce dişlerinizi fırçalamaktır. Bununla birlikte, dişlerinizi fırçaladıktan sonra, gargara kullanmadan önce ağzınızı su ile iyice durduğunuzdan emin olun.
“Klorheksidin glukonat” gargarası iki yaşın altındaki bebeklerde kesinlikle kullanılmamalıdır(22).
• Ağrı Kesici İlaçlar
Aftın çok ağrılı olması durumunda, doktorunuz doğrudan afta uygulayabileceğiniz bir ağrı kesici reçete önerebilir. Bu ağrı kesiciler gargara, sprey, pastil ve jeller olarak da bulunmaktadır.
Doktorunuz bir gargara veya sprey şeklinde bulunan “benzidamin” reçete etme ihtimali bulunmaktadır. Bununla birlikte, gargaralar 12 yaşın altındaki çocuklar için uygun değildir ve genellikle üst üste yedi günden fazla kullanılmamalıdır(23).
Aftı Önleme Yöntemleri
Aftı tamamen durdurmanın sağlandığı bir tedavi yöntemi bulunmaktadır. Bu nedenle, kişinin hayatı boyunca tekrar aft yaşama riski bulunmaktadır. Aftın ortaya çıkması kaçınılmaz bir durum olsa da, riski azaltmak için yapılabilecek bazı yöntemler mevcuttur.
Bazı önleme yöntemleri şunları içerebilmektedir:
• Afta neden olduğu bilinen ilaçların değiştirilmesi hakkında bir doktorla konuşmak
• Belirtileri tetikleyebilecek veya kötüleştirebilecek gıdalardan kaçınmak
• Günlük olarak dişleri fırçalama ve diş ipi kullanma ile ağzı temiz tutmak
• Geçmişte salgınlara neden olduğu bilinen tetikleyicileri kullanmaktan kaçınmak(24)
Aft İçin Hangi Doktora Gidilir?
Aft tanısı ve tedavisi için bir kulak, burun, boğaz uzmanına (KBB) başvurabilirsiniz. Aftlar diş problemleri nedeniyle ortaya çıkıyorsa, bir diş doktorundan da yardım alabilirsiniz.
1- Ship, J. (1996). Recurrent aphthous stomatitis. Oral Surgery, Oral Medicine, Oral Pathology, Oral Radiology, And Endodontology, 81(2), 141-147. doi: 10.1016/s1079-2104(96)80403-3 https://www.oooojournal.net/article/S1079-2104(96)80403-3/abstract
2- Scully, C. (2006). Aphthous Ulceration. New England Journal Of Medicine, 355(2), 165-172. doi: 10.1056/nejmcp054630 https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/nejmcp054630
3- Porter, S., Scully, C., & Pedersen, A. (1998). Recurrent Aphthous Stomatitis. Critical Reviews In Oral Biology & Medicine, 9(3), 306-321. doi: 10.1177/10454411980090030401 https://journals.sagepub.com/doi/abs/10.1177/10454411980090030401
4- Stanley, H. (1972). Aphthous lesions. Oral Surgery, Oral Medicine, Oral Pathology, 33(3), 407-416. doi: 10.1016/0030-4220(72)90470-7 https://www.oooojournal.net/article/0030-4220(72)90470-7/pdf
5- Francis, T. (1970). Recurrent aphthous stomatitis and Behçet's disease. Oral Surgery, Oral Medicine, Oral Pathology, 30(4), 476-487. doi: 10.1016/0030-4220(70)90161-1 https://www.oooojournal.net/article/0030-4220(70)90161-1/fulltext
6- Graykowski, E. (1966). Recurrent Aphthous Stomatitis. JAMA, 196(7), 637. doi: 10.1001/jama.1966.03100200077024 https://jamanetwork.com/journals/jama/article-abstract/659588
7- Ota, K., Kwak-Kim, J., Takahashi, T., & Mizunuma, H. (2018). Pregnancy complicated with PFAPA (periodic fever, aphthous stomatitis, pharyngitis and cervical adenitis) syndrome: a case report. BMC Pregnancy And Childbirth, 18(1). doi: 10.1186/s12884-018-1854-6 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/29866074
8- Scully, C., & Porter, S. (1989). Recurrent aphthous stomatitis: current concepts of etiology, pathogenesis and management. Journal Of Oral Pathology And Medicine, 18(1), 21-27. doi: 10.1111/j.1600-0714.1989.tb00727.x https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/2664131
9- Graykowski, E., Barile, M., & Stanley, H. (1964). Periadenitis aphthae: clinical and histopathologic aspects. The Journal Of The American Dental Association, 69(2), 118-126. doi: 10.14219/jada.archive.1964.0242 sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0002817764920057
10- Hooks, J. (1978). Possibility of a viral etiology in recurrent aphthous ulcers and Behcet's syndrome. Journal Of Oral Pathology And Medicine, 7(6), 353-364. doi: 10.1111/j.1600-0714.1978.tb01602.x https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/105094
11- SHAFER, W. (2020). A Text Book of Oral Pathology. Retrieved 26 April 2020, from https://ci.nii.ac.jp/naid/10024177358/ https://ci.nii.ac.jp/naid/10024177358/
12- Amarilyo, G., Rothman, D., Manthiram, K., Edwards, K., Li, S., & Marshall, G. et al. (2020). Consensus treatment plans for periodic fever, aphthous stomatitis, pharyngitis and adenitis syndrome (PFAPA): a framework to evaluate treatment responses from the childhood arthritis and rheumatology research alliance (CARRA) PFAPA work group. Pediatric Rheumatology, 18(1). doi: 10.1186/s12969-020-00424-x https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/32293478
13- Ship, J. (1996). Recurrent aphthous stomatitis. Oral Surgery, Oral Medicine, Oral Pathology, Oral Radiology, And Endodontology, 81(2), 141-147. doi: 10.1016/s1079-2104(96)80403-3 https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S1079210496804033
14- Scully, C., & Porter, S. (2008). Oral mucosal disease: Recurrent aphthous stomatitis. British Journal Of Oral And Maxillofacial Surgery, 46(3), 198-206. doi: 10.1016/j.bjoms.2007.07.201 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/17850936
15- Hooks, J. (1978). Possibility of a viral etiology in recurrent aphthous ulcers and Behcet's syndrome. Journal Of Oral Pathology And Medicine, 7(6), 353-364. doi: 10.1111/j.1600-0714.1978.tb01602.x https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/105094
16- Carvalho, J., Silva, A., Bastos, V., Oliveira, H., Pinto, R., & Silvestre, A. et al. (2020). Nanocellulose-Based Patches Loaded with Hyaluronic Acid and Diclofenac towards Aphthous Stomatitis Treatment. Nanomaterials, 10(4), 628. doi: 10.3390/nano10040628 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/32231070
17- Stanley, H. (1972). Aphthous lesions. Oral Surgery, Oral Medicine, Oral Pathology, 33(3), 407-416. doi: 10.1016/0030-4220(72)90470-7 https://www.oooojournal.net/article/0030-4220(72)90470-7/pdf
18- Yiğit, G. (2019). Isolated brachial artery aneurysm successfully treated with a covered stent in a patient with Behçet's disease. The Turkish Journal Of Thoracic And Cardiovascular Surgery, 27(4), 565-567. doi: 10.5606/tgkdc.dergisi.2019.17852 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/32082926
19- Altıner, Ş., Yürür Kutlay, N., & Ilgın Ruhi, H. (2020). Mosaic Small Supernumerary Marker Chromosome Derived from Five Discontinuous Regions of Chromosome 8 in a Patient with Neutropenia and Oral Aphthous Ulcer. Cytogenetic And Genome Research, 160(1), 11-17. doi: 10.1159/000505805 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/31982875
20- Blank, H. (1950). RECURRENT APHTHOUS ULCERS. Journal Of The American Medical Association, 142(2), 125. doi: 10.1001/jama.1950.02910200053023 https://jamanetwork.com/journals/jama/article-abstract/287665
21- Ota, K., Kwak-Kim, J., Takahashi, T., & Mizunuma, H. (2018). Pregnancy complicated with PFAPA (periodic fever, aphthous stomatitis, pharyngitis and cervical adenitis) syndrome: a case report. BMC Pregnancy And Childbirth, 18(1). doi: 10.1186/s12884-018-1854-6 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/29866074
22- Marshall, G., Edwards, K., Butler, J., & Lawton, A. (1987). Syndrome of periodic fever, pharyngitis, and aphthous stomatitis. The Journal Of Pediatrics, 110(1), 43-46. doi: 10.1016/s0022-3476(87)80285-8 https://www.jpeds.com/article/S0022-3476(87)80285-8/abstract
23- Barrons, R. (2001). Treatment strategies for recurrent oral aphthous ulcers. American Journal Of Health-System Pharmacy, 58(1), 41-50. doi: 10.1093/ajhp/58.1.41 https://academic.oup.com/ajhp/article-abstract/58/1/41/5150184
24- Fontes, V., Machet, L., Huttenberger, B., Lorette, G., & Vaillant, L. (2004). Aphtose buccale récidivante : traitement par colchicine Étude ouverte de 54 cas. Revue De Stomatologie Et De Chirurgie Maxillo-Faciale, 105(4), 239-243. doi: 10.1016/s0035-1768(04)72317-7 https://europepmc.org/article/med/12536172
Yorum Yapın