Ağız Kuruluğuna Ne Sebep Olur? Nasıl Tedavi Edilir?
Ağız Kuruluğuna Ne Sebep Olur? Nasıl Tedavi Edilir?
Ağız Kuruluğu Nedir?
Ağız kuruluğu problemi yaşadığınızda, bu durumu hemen fark etmek hiçte zor değildir. Aynı anda dilinizde de hissetmeye başladığınız kuruluk, ağzınızda yeteri kadar tükürük üretilmediği anlamına gelmektedir. Çoğu kişi ağız kuruluğunun sadece dehidrasyondan kaynaklandığını düşünmektedir. Ancak, gerçek şu ki bu sıkıntı birçok farklı nedenlerden kaynaklanıyor olabilmektedir.
Ağız kuruluğunun tıbbi adı, kserostomi olarak bilinmektedir ve öncelikli olarak, ağızda tükürük üretimi eksikliği ile tanımlanmaktadır. Salya, vücut için oldukça önemli bir sıvıdır, çünkü yemek yemeyi, çiğnemeyi, tükürmeyi ve sindirmeyi kolaylaştırmaktadır. Çoğu insan ağız kuruluğu yaşayana kadar salyanın vücut için ne kadar gerekli bir şey olduğunu fark edememektedir1.
Ağız kuruluğu, antihistaminikler, ağrı kesiciler, kas gevşeticiler ve antidepresanlar gibi ilaçlardan kaynaklanabilmektedir. Bu ilaçların birçoğu, özellikle antihistaminikler, mukus zarlarınızı kurutmakta ve tükürük üretimini azaltmaktadır. Diğer yandan, sigara, gebelik, kaygı, stres ve doğal yaşlanma süreciyle de bağlantılıdır.
Ağız kuruluğu genellikle tehlikeli olmasa da, yutkunmayı zor bir hale getirdiği için yaşamı olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Özellikle, gecenin bir yarısında uyandığınızda hemen su içmek ihtiyacı hissedebilirsiniz. Ağız kuruluğu beraberinde ağız kokusu, kuru bir dil, çatlamış dudaklar ve boğaz ağrısına da yol açmaktadır. Ağız kuruluğundan kaçınmak istiyorsanız, basit yaşam tarzı ve diyet değişiklikleri ile bunu gerçekleştirmek mümkündür2.
Ağız Kuruluğuna Ne Sebep Olur?
Ağız kuruluğu neden olur? Birçok farklı durum, kısa süreli ya da uzun süreli olarak tükürük üretimine etki edebilmekte ve ağız kuruluğuna neden olabilmektedir. Ağız kuruluğu nedenlerini şöyle açıklamak mümkündür3:
Hormonal Değişiklikler
Susuz kaldığınızda ya da gergin olduğunuzda ağız kuruluğu yaşamanız oldukça normal bir durumdur. Yaşanılan kaygı, tükürüğün yenilenmesinden daha hızlı buharlaşmasına neden olmaktadır, çünkü gergin olduğunuzda ağızdan nefes alışlarınız daha da artmaktadır. Bu da, ağız kuruluğuna neden olmaktadır.
Bununla birlikte, tıbbi olarak kserostomi olarak bilinen kalıcı bir ağız kuruluğu nüfusun yaklaşık olarak beşte birini etkilemektedir ve bir sorunun bir işareti olarak değerlendirilmektedir. Menopoz, ortak bir tetikleyicidir, çünkü hormonal denge değişikliği tüm mukoz hücre zarlarında kuruya yol açmaktadır. Sonuç olarak da, ağız kuruluğu ortaya çıkmaktadır4.
Burun Tıkanıklığı
Tükürük eksikliği, konuşurken ve yemek yerken ağızda sürtünmeye yol açarak rahatsızlık, ülser ve kaşıntılara neden olabilmektedir. Sürekli olarak ağızdan solumak soğuk algınlığı veya saman nezlesi sonucu tıkanmış bir burun nedeniyle ortaya çıkabilmektedir.
Aynı zamanda, dar veya tıkalı nazal hava yolları, geceleri dudakların düzgün kapatılmamasına veya aşırı büyük bademciklerin oluşmasına da neden olabilmekte ve ağız kuruluğuna yol açabilmektedir.
Dekonjestan Kullanımı
Dekonjestanlar, mukoza zarlarında kan damarlarını küçültmek, iltihaplanmayı azaltmak ve nefes almanın sağlanması için kullanılan ilaçlardır. İlacın bu etkisi, sirkülasyondaki daha az sıvının burun boşluğuna girmesine neden olduğu için dekonjestanlar kuruluğa yol açabilmektedir. Kısa vadede hastayı rahatlatsa da, uzun süre kullanıldığında bu etki rahatsız edici derecede burun ve ağız kuruluğuna neden olabilmektedir5.
Alkol İçeren Ağız Gargaralarının Kullanımı
Alkol içeren ağız yıkama ürünleri ağızdaki zararlı bakterileri öldürürken ağız kuruluğuna neden olabilmektedir. Bunun nedeni, gargara yapımında kullanılan alkolün ağız mukoza zarlarını tahriş etmesi ve doğal sıvıyı kurutmasıdır.
Salya, ağız için doğal bir temizleyicidir. Diş çürümesine ve diş eti hastalığına karşı koruyucu bir göreve sahiptir, bu nedenle ağız kuruluğu her ikisi için de bir risk oluşturabilmektedir. Alkolsüz gargara ürünlerini tercih etmeniz daha doğru olacaktır6.
Mide Asidi
Ağız kuruluğu, gastroözofageal reflü hastalığı durumunda oldukça sık karşılaşılan bir belirtidir. Bu durum, halk arasında mide ekşimesi olarak da bilinmektedir.
Mide asidi, yemek borusundan boğaza kadar geldiğinde, boğazda ve ağızda kuruluğa ve tahrişe neden olmaktadır.
Kafein Tüketimi
Çok fazla kafeinli içeceklerin tüketilmesi vücutta sıvı kaybına neden olabilmektedir. Kafeinin hafif de olsa diüretik olma özelliği bulunmaktadır. Bu nedenle, sık idrara çıkmayı teşvik eder. Diğer yandan, içerdiği tanenler ağız kuruluğuna katkıda bulunabilmektedir7.
Diyabet
Tedavi edilmeyen şeker hastalığından kaynaklanan yüksek kan şekeri seviyesi ağız kuruluğuna neden olabilmektedir. Hiperglisemi belirtileri arasında bulunan sık idrara çıkma isteği de vücutta kuruluğa katkıda bulunabilmektedir.
Kandaki glikoz seviyesi yüksek olduğunda, böbrekler sıvıyı geri emme kapasitesini kaybetmektedir, bunun yerine idrarla birlikte vücuttan atılmaktadır. Ağız kuruluğuna diyabet ilaçları da yol açabilmektedir.
Diğer Hastalıklar
Romatoid artrit, lupus veya damar iltihabı gibi kan damarları iltihabı hastalıkları bağışıklık sisteminin gözyaşı ve tükürük bezlerine saldırmasına, dolayısıyla da, ağız ve göz kurumasına neden olan sekonder Sjögren sendromunun ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Sjögren sendromu, bağışıklık sisteminin tükürük ve gözyaşı bezlerine saldırması durumudur 8.
Kafa Travmaları
Üç tükürük bezi çiftinden ikisi, kafatasının kenarlarında ve tabanındaki temporal kemiklerden geçen iki yüz siniri tarafından uyarılmaktadır. Temporal kemiklere gelen herhangi bir darbe, yüz sinirine zarar verebilmekte ve bu nedenle de, ağız kuruluğu ortaya çıkabilmektedir.
Trafik kazaları, düşmeler, saldırılar veya bir bisikletten düşme gibi olaylarda başın kenarına gelen darbeler temporal kemik kırıklarına neden olabilmektedir.
Bir İlacın Yan Etkisi
Ağız kuruluğu, reçeteli ve reçetesiz satılan 400’den fazla ilacın bir yan etkisi olarak da ortaya çıkabilmektedir. Diğer yandan, radyoterapi ve kemoterapi gibi kanser tedavileri de sıklıkla ağız kuruluğuna yol açabilmektedir9.
Ağız Kuruluğu Belirtileri
Ağız kuruluğu başlangıcında, genellikle bu durum dikkate değer bulunmaz, ancak uzun süreli ve kalıcı olduğu takdirde, rahatsızlık veya ağrıya yol açar. Ağız kuruluğunun en net belirtisi, ne kadar su içerseniz için, ağzınızda hissettiğiniz kuruluğunu düzelmemesidir.
Tükürük, ağızdaki mikropları yok etmektedir, bu nedenle, tükürük üretiminin daha az olması bakterilerin, kronik veya şiddetli ağız kokusuna neden olmasına yol açmaktadır. Aşağıdaki belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, en kısa sürede bunu diş hekimlerinizle veya doktorunuzla konuşmanız önemlidir10.
Ağız kuruluğu nasıl anlaşılır? Ağız kuruluğuyla birlikte yaşanan diğer belirtiler şunlardır:
- Ağız kokusu
- Çatlak veya iltihaplı dudaklar
- Kronik ağız lezyonları veya dil ülserasyonları
- Diş boşlukları, diş apseleri ve diş pulpa enfeksiyonları
- Oral kandidiyaz (oral pamukçuk)
- Tükürük bezlerinin enfeksiyonu
- Kalın, yapışkan veya ağdalı tükürük
- Yutma veya yeme zorluğu
- Tat bozuklukları (koku ve tadın kaybı)
- Susuzluk ya da sürekli su içme isteği
- Öksürme
- Kuru bir dil
- Dilin iltihaplanması (kızarıklık)
- Dil ve ağız ülseri (yaralar)
- Dil üzerinde yanma veya karıncalanma hissi
- Rujun dişlere yapışması
- Protez sorunları
- Konuşurken konuşmasının kesilmesi
- Boğaz ağrısı 11
Sjögren Sendromu Belirtileri
Bu bir otoimmün hastalık türüdür. Sjögren sendromu en çok göz kuruması ve ağız kuruluğuna neden olmaktadır. Akciğerler, böbrekler, cilt ve sinir sistemi gibi diğer organları da etkileyebilmektedir.
Sjögren sendromuna sahip olan herkesin fark edeceği iki belirti şunlardır:
- Ağız kuruluğu
- Gözlerde kuruluk
Ağız kuruluğunun yol açabileceği diğer belirtiler ise şunlardır:
- Yutma ya da yutkunma sorunları
- Ağızda bir maya enfeksiyonu
- Tat kaybı
- Diş çürüğü ve diş eti hastalığı (diş eti iltihabı) 12
Ağız kuruluğunun yol açtığı durumlardan bazılarını şöyle açıklamak mümkündür:
Dil Kuruluğu
Ağız kuruluğu çoğu zaman, dil kuruluğuna, yanmaya veya karıncalanma hissine yol açabilmektedir. Ağız sağlığı ve tükürük akışı normal olduğunda, dil nemli ve sağlıklı bir pembe renktedir.
Kuruya dil bakterilerin oluşturduğu bulanık ve beyaz renk bir katman ile kaplanabilmektedir. Bu, ağız tahrişlerine ve diğer ağız sağlığı sorunlarına sebebiyet verebilmektedir13.
Yeme ve Yutma Zorlukları
Ağız kuruluğu ve boğaz kuruluğu, çiğneme ve yutma problemleri yaşatmaktadır. Özellikle de, ekmek ve tahıl gibi gıdalarda bu durum daha da zor bir hal almaktadır. Ağzın ve boğazın nemli olması, yiyeceklerin rahatlıkla özofagustan aşağıya inmesini sağlamaktadır. Kuruluk durumunda ise, hem yiyeceklerin parçalanması hem de boğazdan aşağı inmesi oldukça zorlaşmaktadır14.
Ağız Yaraları ve Dudakların Kuruması
Ağız, tükürük ile düzgün şekilde nemlendirildiğinde, dudaklar da nemli kalmaktadır. Bu durum genellikle çatlamayı ve yaraları da önlemeye yardımcı olur. Yeterli tükürük üretimi yoksa, ağızda yaralar gelişebilmektedir. Ağız köşelerinde küçük yaralar veya kuru, çatlamış dudaklar ortaya çıkabilmektedir15.
Ağız Kokusu
Vücut, ağızdaki gıdaları parçalamak için tükürüğü kullanmaktadır. Bu nedenle, ağız kuru olduğunda, bakteri ve diğer maddeler gelişebilmekte, sonuç olarak da, ağız kokusu ortaya çıkabilmektedir. Geceleri ağız kuruluğu yaşayan insanlar sabahları sık sık ağız kokusu ile uyanmaktadır. Ağız kokusu, gece kuruluğu nedeniyle sabahları genelde çok daha kötüdür, ancak gün boyunca devam edebilmektedir16.
Diş Çürümesi
Tükürük üretiminin azalması diş çürümesinin gelişme riskini arttırmaktadır. Bunun nedeni tükürüklerin boşluklardan ve diğer oral enfeksiyonlardan sorumlu zararlı bakterileri en aza indirme fonksiyonuna sahip olmasıdır.
Ağız Mantarları
Ağız kuruluğu genellikle kandidiyaz veya pamukçuk adı verilen bir enfeksiyona neden olur. Bu mantar enfeksiyonu bir gece boyunca gelişebilmektedir.
Pamukçuğun birincil görsel belirtisi dil, bademcik veya yanaklardaki kalın, krem renkli kaplamalardır. Bazen bunlar acı vericidir ve müdehale edildiğinde kanamaktadır.
Dişeti Hastalığı (Gingivitis)
Ağız kuruluğu dişeti hastalığına neden olabilmektedir. Bu durumda, dişetleri iltihaplanmakta, kızarmakta ve kanamaktadır17.
Ağız Kuruluğu Nasıl Tedavi Edilir?
Ağız kuruluğu nasıl geçer? Ağız kuruluğu tedavisi, ağız kuruluğuna neden olan sorunun sebebine bağlı olarak değişmektedir. Genellikle ağız kuruluğunun tedavisi üç alanda yoğunlaşmaktadır:
- Ağız kuruluğuna neden olan altta yatan tıbbi durumların tedavi edilmesi
- Diş çürümesinin önlenmesi
- Mümkünse tükürük akışının artırılması18
Altta Yatan Tıbbi Durumların Tedavisi
Ağız kuruluğu, değişebilecek sağlıkla ilgili bir durumdan kaynaklanıyorsa, diş hekimi veya doktorunuz değişiklik yapmayı göz önünde bulundurabilir. Örneğin ağız kuruluğu, depresyon ve anksiyete, ağrı, alerjiler (antihistaminikler ve dekonjestanlar), diyare, üriner inkontinans, hipertansiyon ve Parkinson hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçların ortak bir yan etkisi olabilmektedir. Bu rahatsızlıklardan herhangi birisi için ilaç kullanırsanız, diş hekimi veya doktorunuz ilacınızı değiştirebilir veya dozajı yeniden ayarlayabilir.
Bununla birlikte, ağız kuruluğuna neden olan altta yatan tıbbi durumun tedavisine müdehale edilemiyorsa, tedavi tükürük akışını artırma yollarına odaklanabilmektedir. Örneğin, ağız kuruluğu, tedavinin kendisinden kaynaklanabilmektedir (radyasyon veya kemoterapi tedavileri tükürük bezlerine etki edebilmektedir) veya hastalığın kendisinin (Sjögren sendromu, Alzheimer hastalığı, inme) bir sonucu olabilmektedir19.
Diş Çürümesini Önleme
Tükürük sadece yiyecekleri çiğnemeye ve sindirmeye yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda, doğal ağız temizleyicisi olarak görev görür. Tükürük olmadan, diş çürümesi ve dişeti hastalığı daha olasıdır. Ağız kuruluğu probleminiz varsa, aşağıdakilerden oluşan ağız hijyeni alışkanlıklarına dikkat etmeniz gerekir:
- Dişlerinizi günde en az iki kez fırçalayın, ancak tercihen, her yemekten sonra ve yatmadan önce fırçalamanız daha iyi olabilir.
- Her gün diş ipi kullanın.
- Florür içeren bir diş macunu kullanmayı tercih edin.
- Yılda en az iki kez bir checkup ve temizlik için diş hekimini ziyaret edin. Diş hekimleriniz, dişlerini sağlıklı tutmak için günlük olarak bir florür içeren durulama suları veya florür jölesi kullanmanızı tavsiye edebilir20.
Tükürük Üretiminin Artırılması
Diş hekiminiz veya doktorunuz suni tükürük ürünlerinin kullanımını önerebilir. Diş macunu, ağız gargaraları ve ağız kuruluğu olan kişiler için özel olarak formüle edilmiş nemlendirme jöleleri de mevcuttur. Bu ürünler hakkında diş hekiminizden veya doktorunuzdan daha detaylı bilgi alabilirsiniz.
Doktorunuz tükürüğün doğal üretimini artıran bir ilaç da reçete edebilir.
Sjögren sendrom olan hastalarda (kuru gözlerle, ağız kuruluğuyla, kuru ciltle ve kas ağrısıyla ilişkili olan otoimmün bir hastalık) ağız kuruluğunu tedavi etmek için başka bir ilaç reçete edebilir.
Ağız Kuruluğunu Önleme Yöntemleri
Alınabilecek bazı önlemlerle ağız kuruluğunu önlemek mümkündür. Buna yardımcı olabilecek bazı tavsiyeler ise şunlardır:
- Ağzınızı nemli tutmak ve mukusunu gevşetmek için bol bol su için. Gün boyunca su içmek ve gece suyunuzu yatağınızın yanında bulundurmak oldukça faydalı olabilir.
- Şekersiz sert şekerler ya da şekersiz aperatifleri tüketebilirsiniz. Şekersiz sakız da çiğneyebilirsiniz (şekeri ksilitol içeren sakızlar). Bu şekerleri emme ve çiğneme eylemleri, tükürük akışını uyarmaya yardımcı olur.
- Yemeklerinizi et suyu, çorba, soslar, kremler veya tereyağı ile nemlendirin. Serin veya oda sıcaklığında yumuşak, nemli yiyecekler yiyin21.
- Ticari ağız durulamaları veya alkol ya da peroksit içeren gargaradan kaçının. Bu maddeler ağzınızı daha da kurutacaktır.
- Tuzlu gıdalar, kuru gıdalar (örneğin, krakerler, ekmek, kurabiye, kuru tavuk, balık, kurutulmuş meyve, muz) ve yüksek şeker içeriği olan gıdalar ya da içeceklerden uzak durun.
- Alkol veya kafein içeren içeceklerden kaçının (örneğin, kahveler, çaylar, kolalar, çikolata içeren içecekler). Alkol idrara çıkmayı artırdığı için su kaybına neden olur. Alkolün yanı sıra kafein de ağzı kurutur. Ayrıca bazı meyve suları (portakal, elma, üzüm, greyfurt) ve domates suyu gibi asitli içeceklerden kaçınmalısınız22.
Ağız kuruluğuna bağlı olarak oluşan tahrişi azaltmak için diğer ipuçları şunlardır:
- Baharatlı veya tuzlu gıdaları tercih etmeyin. Bunlar kuru bir ağızda ağrıya neden olabilir.
- Sigarayı bırakın.
- Tahrişi azaltmak için dudaklarınıza nemlendirici uygulayın.
- Dişlerinize ve diş etlerine yumuşak kıllı bir diş fırçası kullanın.
- Dişlerinizi florür içeren bir diş macunu ile fırçalayın.
- Evinizdeki nemi artırmak için özellikle geceleri nemlendirici kullanın23.
Ağız Kuruluğu İçin Hangi Doktora Gidilir?
Ağız kuruluğunun altında yatan nedeni bulmak ve tedavi edebilmek için bir kulak, burun, boğaz uzmanına ya da bir diş hekimine başvurabilirsiniz24,.
1- GUGGENHEIMER, J., & MOORE, P. (2003). Xerostomia. The Journal Of The American Dental Association, 134(1), 61-69. doi: 10.14219/jada.archive.2003.0018 https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0002817714619541
2- Greenspan D (1996), Xerostomia: diagnosis and management https://europepmc.org/article/med/8723427
3- Dry mouth syndrome (2017) https://www.betterhealth.vic.gov.au/health/conditionsandtreatments/dry-mouth-syndrome
4- Dry mouth syndromes (2017) https://www.betterhealth.vic.gov.au/health/conditionsandtreatments/dry-mouth-syndrome
5- GUGGENHEIMER, J., & MOORE, P. (2003). Xerostomia. The Journal Of The American Dental Association, 134(1), 61-69. doi: 10.14219/jada.archive.2003.0018 https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0002817714619541
6- Sahoo S, Sahoo SK.Herbal Therapy:Emerging Adjunct in Medical Practice. Int J Dent Med Res 2014;1(1):38-41. http://www.ijohmr.com/upload/7.pdf
7- Ben-Aryeh, H., Miron, D., Berdicevsky, I., Szargel, R., & Gutman, D. (1985). Xerostomia in the Elderly: Prevalence, Diagnosis, Complications and Treatment1. Gerodontology, 4(2), 77-82. doi: 10.1111/j.1741-2358.1985.tb00373.x https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/j.1741-2358.1985.tb00373.x
8- Sahoo S, Sahoo SK.Herbal Therapy:Emerging Adjunct in Medical Practice. Int J Dent Med Res 2014;1(1):38-41. http://www.ijohmr.com/upload/7.pdf
9- Ahmadi, A. (2012). Potential prevention: Aloe vera mouthwash may reduce radiation-induced oral mucositis in head and neck cancer patients. Chinese Journal Of Integrative Medicine, 18(8), 635-640. doi: 10.1007/s11655-012-1183-y https://link.springer.com/article/10.1007/s11655-012-1183-y
10- https://wwww.cdeworld.com/courses/20008
11- Cassolato, S., & Turnbull, R. (2003). Xerostomia: Clinical Aspects and Treatment. Gerodontology, 20(2), 64-77. doi: 10.1111/j.1741-2358.2003.00064.x https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/j.1741-2358.2003.00064.x
12- Cassolato, S., & Turnbull, R. (2003). Xerostomia: Clinical Aspects and Treatment. Gerodontology, 20(2), 64-77. doi: 10.1111/j.1741-2358.2003.00064.x https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/j.1741-2358.2003.00064.x
13- Sreebny, L. (1987). Xerostomia. Archives Of Internal Medicine, 147(7), 1333. doi: 10.1001/archinte.1987.00370070145022 https://jamanetwork.com/journals/jamainternalmedicine/article-abstract/608566
14- N??rhi, T., Meurman, J., & Ainamo, A. (1999). Xerostomia and Hyposalivation. Drugs & Aging, 15(2), 103-116. doi: 10.2165/00002512-199915020-00004 https://link.springer.com/article/10.2165/00002512-199915020-00004
15- Ship, J., Pillemer, S., & Baum, B. (2002). Xerostomia and the Geriatric Patient. Journal Of The American Geriatrics Society, 50(3), 535-543. doi: 10.1046/j.1532-5415.2002.50123.x https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1046/j.1532-5415.2002.50123.x
16- Sahoo S, Sahoo SK.Herbal Therapy:Emerging Adjunct in Medical Practice. Int J Dent Med Res 2014;1(1):38-41. http://www.ijohmr.com/upload/7.pdf
17- https://wwww.cdeworld.com/courses/20008
18- Villa, A., & Abati, S. (2011). Risk factors and symptoms associated with xerostomia: a cross-sectional study. Australian Dental Journal, 56(3), 290-295. doi: 10.1111/j.1834-7819.2011.01347.x http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/j.1834-7819.2011.01347.x/full
19- Nederfors, T. (2000) Xerostomia and Hyposalivation https://journals.sagepub.com/doi/abs/10.1177/08959374000140010701
20- Nederfors, T. (2000) Xerostomia and Hyposalivation https://journals.sagepub.com/doi/abs/10.1177/08959374000140010701
21- Porter, S., Scully, C., & Hegarty, A. (2004). An update of the etiology and management of xerostomia. Oral Surgery, Oral Medicine, Oral Pathology, Oral Radiology, And Endodontology, 97(1), 28-46. doi: 10.1016/j.tripleo.2003.07.010 https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S1079210403005572
22- Hopcraft, M., & Tan, C. (2010). Xerostomia: an update for clinicians. Australian Dental Journal, 55(3), 238-244. doi: 10.1111/j.1834-7819.2010.01229.x https://onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.1111/j.1834-7819.2010.01229.x
23- Fox, P., Busch, K., & Baum, B. (1987). Subjective reports of xerostomia and objective measures of salivary gland performance. The Journal Of The American Dental Association, 115(4), 581-584. doi: 10.1016/s0002-8177(87)54012-0 https://jada.ada.org/article/S0002-8177(87)54012-0/abstract
24- Fox, P., Busch, K., & Baum, B. (1987). Subjective reports of xerostomia and objective measures of salivary gland performance. The Journal Of The American Dental Association, 115(4), 581-584. doi: 10.1016/s0002-8177(87)54012-0 https://jada.ada.org/article/S0002-8177(87)54012-0/abstract
Yorum Yapın