Gözde Arpacığa Ne Sebep Olur? Nasıl Tedavi Edilir?
Gözde Arpacığa Ne Sebep Olur? Nasıl Tedavi Edilir?
Gözde Arpacık Nedir?
Tıbbi adı hordeolum (birden fazla varsa hordeola) olan arpacık, göz kapağında enfeksiyona neden olan çok yaygın yaşanan bir göz problemidir. Genellikle birkaç gün içinde oldukça hızlıca gelişmektedir. Genellikle tek bir gözde ortaya çıkmaktadır, ancak aynı kapakta bile birden fazla arpacık oluşabilmektedir. İki tür arpacık bulunmaktadır. Bunlar, dış arpacık (sıklıkla yaşanan) ve iç arpacıktır (oldukça nadir).1
Gözün dışında çıkan arpacık oldukça sık yaşanan bir problemdir. Bir kirpik kökünde (folikül) oluşan enfeksiyon nedeniyle, göz kapağının kenarında belirmektedir. Küçük kırmızı bir yumru olarak oluşmaya başlamaktadır ancak, bir soluk renkte bir apseye dönüştüğünde, sarı renkli bir irin dolu nokta haline gelmektedir. Oluştuğu göz kapağının kızarmasına, şişmesine ve ağrımasına neden olmaktadır.
Göz içinde çıkan arpacık ise göz kapağının ana bölümündeki bezin (meibom bezi) enfekte olduğunda ortaya çıkmaktadır. Enfeksiyon, gözkapağının iç yüzeyinde, göz küresine karşı oluşmaktadır. Böylece dışarıdan sadece bir şişlik olarak görülebilmektedir. İç arpacıklar ağrılı olabilir, ancak sıklıkla göz kapağında bir yumru olduğu hissini yaratmaktadır. 2
Gözde Arpacık Belirtileri
Gözde arpacık başlangıcı belirtileri kişiden kişiye göre de değişmektedir, ancak çoğu gözde arpacık vakasında yaşanan belirtiler hemen hemen aynıdır. Gözde arpacık nasıl anlaşılır? Gözde arpacık belirtileri şunları içerebilmektedir:
- Göz kapağı ağrısı
- Göz kapağının lokalize şişmesi
- Göz kapağı kenarlarından irin akıntısı
- Alt veya üst göz kapağında ortaya çıkan yumru 3
Göz Kapağı Ağrısı
Ortaya çıkan bir dişinin arpacık belirtisi, enfekte göz kapağında odaklanan ağrının varlığıdır. Aprpacık ağrısı genellikle büyümenin durumu ile sınırlıdır, ancak enfeksiyon çevredeki dokuya yayılırsa, ağrı gözün altındaki yanak bölgesinde de oluşabilir.
Göz kapak ağrısının ilk belirtisi, etkilenen göz kapandığında veya ovuşturduğunda hissedilmektedir. İlk ağrı küçük bir batma hissi olarak nitelendirilmektedir, ancak apse olgunlaştığında sürekli ağrıya dönüşmektedir.
Göz Kapağının Lokalize Şişmesi
Göz kapağı şişmesi, gelişmekte olan bir arpacıktan bir sonraki belirtidir. Lokalize şişme, göz kapağı dokusunun belirli bir bölümüne sıvı birikimi sonucu oluşmaktadır. Göz kapaklarının şişmesi, kapağın sarkmış gibi görünmesine ve görsel problemlerin yaşanmasına neden olabilir.
Her göz kapağında yaklaşık 20 ile 40 adet mikro meibomian bezesi (yağ bezesi) bulunmaktadır. Meibomian bezlerinin işlevi, daha sonra gözyaşlarına karışan ve gözyaşının buharlaşmasını önleyen, gizli yağı üretmektir. Bakteri bu yağ bezlerinden birine bulaştığında ve daha sonra tıkandığında ortaya arpacık çıkmaktadır. 4
Göz Kapağı Kenarlarında İrin Akıntısı
Arpacık göz kapağının kenarındaki meibom bezinin tıkanması, çoğu zaman da enfekte kirpik folikülünden kaynaklanmaktadır. Göz kapağında kabuklanma, sızlama ve rahatsızlık, genellikle bunun bir sonuç olarak ortaya çıkmaktadır.
Göz akıntısı, cilt hücrelerinin, mukusun, yağın ve uyku esnasında göz kapağı kenarlarında veya kirpiklerde biriken diğer artıkların bir birleşimidir. İrinin ne kadar sıvı olduğuna bağlı olarak, huysuz, yapışkan veya ıslak olabilmektedir.
Aşırı irin akıntısı, başka bir göz hastalığının ya da ilerleyen enfeksiyonun bir belirtisi olabilmektedir. Bazı durumlarda arpacık akıntısı o kadar şiddetlidir ki, uyku esnasında göz kapaklarını birbirine yapışmaktadır.
Alt veya Üst Göz Kapağında Ortaya Çıkan Yumru
Şişkinlik yatıştıktan sonra, göz kapağında belirgin bir yumru oluşmaktadır. Bu yumru genellikle, arpacığın iyiye gittiğini göstermektedir.
Gözde arpacık oluştuğunda, gözkapağında kırmızı renkli bir yumru gibi görünür. Çoğu zaman, bir sivilceye benzemektedir. Yağ bezinin tıkanmasının bir sonucudur. Gitgide kırmızı bir renk alması birkaç gün içinde gelişmektedir, sonrasında ise içindeki irin boşalmakta ve arpacık iyileşmektedir. 5
Gözde Arpacık Nedenleri
Gözde arpacık neden olur? Gözde arpacık, göz kapağı içindeki yağ bezlerinin akut enfeksiyonu sonucu oluşmaktadır. Genellikle görüşü etkilememektedir. Kirpiklerin altında oluşan bu enfeksiyon, minik bir sarı nokta olarak arpacığı ortaya çıkarmaktadır.
Gözde arpacık çocuklarda ve genç yetişkinlerde daha sık görülmektedir, ancak her yaştan insanı etkileyebilmektedir. Arpacıklar, genellikle tek tek oluşmaktadır, ancak aynı anda göz kapağında birden fazla olacak şekilde de gelişebilmektedir. 6
Yağ bezelerinde oluşan enfeksiyon, genellikle vücutta zaten sıklıkla da burun içinde bulunan stafilokok bakterilerinden kaynaklanmaktadır. Bu bakteriler şu şekilde enfeksiyonlara yol açabilmektedir:
- Kirpik folikülü tabanı enfeksiyonu
- Gözün nemli kalmasına yardımcı olmak için saç folikülünden akan ter (Moll) bezinin enfeksiyonu
- Kirpik tutmak için sebum denilen yağlı maddeyi üreten sebase (Zeis) bezinin enfeksiyonu
Bakterileri taşıyan bir yüzeye veya göze dokunduğunuzda bakteriler kolayca dağılmaktadır. Sonrasın da ise gözünüzü ovar veya dokunursanız göze enfekte olur. Havlu gibi kişisel eşyaları paylaşmak veya birinin yüzüne kirli ellerle dokunmak da aynı zamanda arpacığa neden olan bakterileri yayabilmektedir. 7
Gözün Kapağının Dışında Çıkan Arpacıklar
Göz kapağının dışındaki arpacık şu alanlarda ortaya çıkabilmektedir:
- Bir kirpik folikülü: Bunlar cildinizdeki küçük deliklerdir ve iltihaplanabilmektedir.
- Sebase (Zeis) bezi: Bu bez, kirpik folikülüne yapışması ve kirpiğin kurumasını önlemek için yağ üreten bir bezdir.
- Apokrin (Moll) bezi: Bu ter bezi kirpik follikülüne boşalmakta ve gözün kurumasını önlemeye yardımcı olmaktadır.
Gözün İç Kapağında Çıkan Arpacıklar
- Mikrobik bezlere enfekte olduğunda iç arpacık oluşabilmektedir. Bu bez, göz kapaklarında bulunmakta ve gözünüzü kaplayan gözyaşı filminin bir bölümünü oluşturan yağlı bir sıvı üretmektedir.
- Meibomian bezleri tıkanırsa, enfekte olabilecek bir kist gelişebilmektedir. 8
Gözde Arpacık Risk Faktörleri
Kontakt lens kullanıldığında, kontak lensleri gözlere takmadan önce dikkatli bir şekilde temizlememe ve kullanma prosedürlerine uymama, arpacık geliştirme için bir risk oluşturmaktadır.
Mikropların gözlere girmesini engellemek için lensleri kullanmadan önce ellerin iyice yıkanması gerekir. Bu aynı zamanda, kontakt lenslere temas edebilecek nemlendiriciler ve sabunları temizlemenizi de sağlar.
Lensler kutusuna konmadan önce özel solüsyonlarla temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Böylece lensler üzerindeki kozmetik ve diğer kirli maddelerin birikmesini önlenmektedir. Lensler temiz bir kutu içinde özel çözeltisiyle beraber saklanmalıdır.
Kontak lens kullanan kişi arpacık geliştirdiyse, kullandığı lensleri bir daha kesinlikle kullanmamalıdır. Göz iyileştiğinde ise yeni lensler kullanılmalıdır.
Kozmetik Ürünleri
Kozmetik ürünlerini uygularken kullanılan aletler, göz kapakları ve kirpiklere bakterileri aktarabilmekte ve sonuç olarak da, bir enfeksiyona neden olabilmektedir. Örneğin, göz makyajı fırçası her kullanıldığında, orada bulunan bazı bakteriler kolayca yayılabilmektedir. Bunlar makyaj ürününde ve kaplarda zamanla birikmekte ve her kullanımda bakterilerin miktarı daha da artmaktadır.
Blefarit (Göz Kapaklarının İltihaplanması)
Blefarit, göz kapaklarının iltihaplanması durumudur. Bu durum, aynı zamanda arpacık geliştirme riskini de artırabilmektedir. Belirtiler kaşıntı veya göz yanması, ağrılı, kabuklu ve yapışkan göz kapaklarını içermektedir. Genellikle 40 yaşın üzerindeki insanları etkilemektedir. 9
Gül Hastalığı
Gül hastalığı ya da rozasea, arpacık geliştirme riski artırabilmektedir. Gül hastalığı aynı zamanda, blefarite de neden olabilmektedir. Oküler rozasea göz kapaklarının derisini etkilemektedir ve sonuç olarak gözler, kanlanmakta, kurumakta ve iltihaplanmaktadır. Özellikle kadınları etkileyen bu durum, 30 yaş üstü kadınlarda daha çok gelişmektedir.
Bağışıklık Sisteminin Zayıflaması
Zayıflamış olan bağışıklık sistemi durumunda, arpacıkların çıkmasına oldukça sık rastlanmaktadır. Diğer yandan, uyku yoksunluğu ve vitamin eksikliği de bağışıklık sistemini zayıflatarak, arpacıkların ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. 10
Göze ne iyi gelir?
Zayıflayan göz sağlığı ve görme çoğu zaman yaşlanmanın doğal bir parçası olarak kabul edilir, ancak modern yaşam tarzımızın yan etkileri göz sağlığını oldukça etkilemektedir. Yıllar boyunca gözlerinizi düzgün bir şekilde beslediğiniz takdirde, yaşlanma otomatik olarak azalmış bir göz sağlığına eşit değildir.
Yaşla ilişkili maküler dejenerasyon, yaşlılarda körlüğün en sık görülen nedenidir ve bunu katarakt izlemektedir. Bu koşulların her ikisinin patolojisi de serbest radikal hasarına bağlıdır ve durum birçok koşulda antioksidan bakımından zengin bir diyet vasıtasıyla büyük ölçüde önlenebilir.
Obezite ve diyabet gibi bazı sağlık koşulları da görme yeteneğinizi olumsuz yönde etkileyebilir ve bunlar da öncelikle yaşam tarzına bağlıdır. Burada, göz sağlığını desteklediği ve güçlendirdiği bilinen belirli gıdaları ve büyüdükçe vizyonunuzu korumak için tüketmek oldukça önemlidir. 11
Göz için faydalı olan gıdalar
Ispanak: Bir bardak besleyici yoğun ıspanak sağlıklı 20,4 mg lutein ve zeaksantin içerir. Ispanağı sandviçlere ekleyin ve sarın ya da bir salata malzemesi olarak kullanın. Ispanak kullanarak meyve suları yapabilirsiniz. Not: Yeşillikleri pişirmek, vücudunuzun luteini daha iyi emmesine yardımcı olur.
Brokoli: Bu lif bakımından zengin olan brokoli ayrıca C vitamini bakımından da zengindir. Aynı zamanda göz sağlığını artıracak olan beta-karoten ve lutein ve zeaksantin bileşenlerini içerir. Omletlere ve yemeklere pişmiş brokoli ekleyin veya brokoliyi soslayarak tüketin. Makarna yemeklerine de ekleyebilirsiniz.
Yumurta: Güne başlamak için en sağlıklı yollardan biri olan protein dolu yumurtalar, diğer besin maddeleri ve vitaminlerin yanı sıra lutein, E vitamini ve omega 3 gibi besin maddelerini de sağlar. 12
Havuç: Brokoli ve lahana gibi diğer yapraklı yeşilliklerle birlikte havuç da makula dejenerasyonu ve katarakt geliştirme riskini düşüren zeaksantin ve lutein ile doludur. Lutein, göze zarar verebilecek zararlı mavi ışık dalgalarını filtreleyen makula pigmentleri oluşturarak gözü korur. Gözünüz ne kadar çok pigment içeriyorsa, yaşa bağlı makula dejenerasyonuna yakalanma olasılığı o kadar azdır.
Omega 3: Taze orkinos, hamsi, uskumru, somon ve alabalık gibi balıklar dokosaheksaenoik asit (retinada bulunan yağ asidi) açısından son derece zengindir. Düşük asit seviyeleri kuru göz koşullarıyla bağlantılıdır. ABD Ulusal Göz Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmada, omega-3 yağ asitleri yetişkinlerin yaşa bağlı maküler dejenerasyon ve kuru göz sendromundan korunmasına yardımcı olmaktadır. Bunun nedeni muhtemelen omega 3’ün göz kurumasına yol açabilecek enflamasyonu azaltmasıdır.
Kuruyemiş: Gözlerinizi korumada en etkili vitaminlerden biri E vitamindir. Kabuklu kuru yemişlerde, özellikle bademlerde çok miktarda bulunur. Bunları alıp tüketmeniz oldukça faydalıdır. Vitamin E, serbest radikallerin hücrelere zarar vermesini önleyebilen güçlü bir antioksidandır.
C vitamini: C vitamini bakımından zengin olan herhangi bir meyve, aynı zamanda göz sağlığını korumaya yardımcı olabilir. Çoğu meyve C vitamini içerir, bu nedenle geniş bir tercih listeniz vardır. Bir fincan saf portakal suyu, 124 miligram C vitamini verebilir. Portakal bulamıyorsanız, tatlı kırmızı biberlerde üç katı miktarda C vitamini bulunduğundan daha iyi bir alternatiftir. 13
Sarımsak: Lezzet ve aromaları artırmak için sayısız yemekte kullanılan sarımsağın sağlığınız için sayısız avantajı olduğu gösterilmiştir. Kan akışını arttırır, bağışıklık sistemini güçlendirir ve gözleriniz için iyi olur. Sarımsak, vücudun göz merceğini koruyabilen antioksidanlar üretmesine yardımcı olan besleyici kükürt açısından zengindir.
Çikolata: Bitter çikolatanın gözleriniz için çok faydalı olduğu gösterilmiştir. Diyetinize koyu çikolata ekleyerek, gözlerindeki kan damarlarını korumaya yardımcı olan flavonoid alımını arttırırsınız. Gözlerindeki kan damarlarını koruyarak, yaşlandıkça göz merceğini ve korneayı güçlendirmektedir. Gözlerdeki zayıflığı engellemektedir.
Avokado: Ispanak gibi avokado, lutein ve zeaksantin gibi gözlerde yaygın olarak bulunan antioksidan bakımından zengindir. Avokadoların diğer meyvelerden daha fazla lutein içerdiği söyleniyor, bu da luteinin maküler dejenerasyon ve katarakt riskini azaltma kabiliyetine sahip olduğundan gözlerinizi geliştirmeniz açısından önemlidir.
Tüm tahıllar: Düşük glisemik indeksi (GI) olan gıdalar içeren bir diyet yaşa bağlı makula dejenerasyonu riskinizi azaltmanıza yardımcı olabilir. Rafine edilmiş karbonhidratları kinoa, kahverengi pirinç, bütün yulaf ve tam buğday ekmekleri ve makarna ile değiştirin. Bütün tahıllarda bulunan E vitamini, çinko ve niasin de göz sağlığını geliştirmeye yardımcı olur. 14
Bezelye: Bezelye, önemli lutein ve zeaksantin pigmentlerinin mükemmel bir kaynağıdır ve lahana, havuç, kırmızı biber ve portakal gibi baklagiller de gözle dost beta-karoten ile doludur. Göz sağlığı için göze çarpan seçkin bir gıda olan bezelye de C vitamini ve çinko gibi gözleri destekleyen ve yaşa bağlı hasarlardan korumaya yardımcı olan sayısız vitamin ve mineral bulunur.
Böğürtlen: Böğürtlenler antioksidan pigmentler olan antosiyaninler ile doludur. Bu nedenle, makula dejenerasyonu ve katarakt gibi yaşla ilişkili durumların ilerlemesini önlemek ve yavaşlatmak için önerilmektedir. Zencefil, yaban mersini ve mor zeytin gibi yüksek antosiyanin içeren gıdalar göz sağlığını desteklemeyi sağlar. Mümkünse, bu antioksidan gıdaları haftada birkaç kez diyetinize dâhil etmeye çalışın.
Sığır eti: Göz sağlığı söz konusu olduğunda, sığır etinde yaşla ilişkili makula dejenerasyonuna karşı koruyabilen çinko bulunur. Çinko aynı zamanda vücuda A vitamini emiliminde yardımcı olur Sadece sığır etini yediğinizde yalın ve nazik olduğundan emin olun. 15
Tatlı patates: Bu turuncu yumrular, beta karotenin iyi bir kaynağı olup maküler dejenerasyonun ilerlemesini yavaşlatabilir. Vücudunuz beta-karoteni, kuru gözlerin ve gece körlüğünün önlenmesine yardımcı olan bir besin olan vitamin A’ya dönüştürür. Beta karoten ve A vitamini de göz enfeksiyon riskini azaltmaya yardımcı olur. Beta karoten için, havuç ve kabak, ayrıca ıspanak ve yeşillik dâhil koyu yeşil yiyecekler içeren diğer derin turuncu gıdaları deneyin.
Yeşil çay: Bir fincan yeşil çay antioksidanları katarakt gelişimi ve makula dejenerasyonu riskini azaltabilir. Yeşil çay, antiinflamatuar ve antioksidan özelliklerinden sorumlu olan kateşin adı verilen sağlıklı maddeler içerir. Kateşinlerin yüksek olduğu diğer gıdalar arasında kırmızı şarap, çikolata, çilek ve elma bulunur. Siyah çayda da kateşinler bulunur, ancak yeşil çaydan daha düşük miktarlardadır. 16
Balık yağı, keten tohumu yağı ve siyah frenk üzümü çekirdeği yağı: Bu süper takviyeleri, omega-3 yağ asitleri içerir. Bu nedenle, kuru göz sendromunu önlemeye veya kontrol etmeye yardımcı olmanın yanı sıra maküler dejenerasyon ve katarakt riskini azaltmak da dahil olmak üzere birçok göz sağlığı faydasına sahiptir.
Baklagiller: Barbunya, fasulye, bezelye ve mercimek, bioflavonoidler ve çinko için iyi bir kaynaktır. Bu nedenle, katarakt ve yaşla ilişkili makula dejenerasyonu riskini düşürmeye yardımcı olur. Ayrıca sağlık bir görüş için kritik olan retinayı korumaya destek olurlar.
Ayçiçeği: Fındık, avokado, zeytinyağı ve tahıl gibi ayçiçeği tohumları E vitamini bakımından zengindir. Bu güçlü antioksidan vitamin, yaşa bağlı maküler dejenerasyon ve katarakt riskini azalttığı için iyi görme sağlar.
Hindi eti: Tavuk ve domuz eti sevenler, göz sağlığını artırmak için gerekli protein, kalsiyum, çinko ve B Vitamini dolu olduğu için lezzetli bir hindiyi de tercih edebilirler. Ayrıca, göz kaslarının katarakt ve kas dejenerasyonu için yavaşlatıcı bir madde olarak işlev görür. 17
Gözde Arpacık Tedavisi
Gözde arpacık nasıl geçer? Gözde arpacık için uygulanabilecek çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bunlar arasında, kendi kendine bakım önerileri, ilaçlar, antibiyotikler ve arpacık ameliyatı bulunmaktadır. 18
Evde Tedavi Yöntemleri
Çoğu gözde arpacık vakası, beş ile yedi gün içinde evde tedavi yöntemleriyle kendi kendine iyileşmektedir.
- İrinin azalmasına yardımcı olması için günde 4-6 kez yaklaşık 15 dakika boyunca arpacığa kompres uygulayabilirsiniz. Sıcak kompresleri uygularken gözleri kapalı tutun.
- Göz kapağını temizlemek için suyla ve tahriş etmeyen bir sabun veya şampuanla (bebek şampuanı gibi) hafifçe ovun. Bu, akıntının azalmasına yardımcı olabilir. Gözlerinize zarar vermemek için temizlerken gözleriniz kapatın. 19
- Gözlerinizi çok sık yıkamayın ve arpacığı kesinlikle sıkmayın. Bunun sonucunda ortaya çok daha ciddi bir enfeksiyon çıkabilir.
- Göz makyajının yanı sıra göz losyonları ve kremleri de kullanmaya devam etmeyin, çünkü enfeksiyona maruz kalmış bakterilerle kontamine olabilirler.
- Bir arpacık oluştuğunda, kontak lens takma işlemini bırakın, çünkü kontakt lens kullanmaya devam ederseniz, enfeksiyonun korneanın içine yayılma riski bulunmaktadır.
Tedaviyi Hızlandırmanın Yolları
Gözde arpacık durumunda, genellikle evde tedavi yöntemleri faydalı olabilmektedir, ancak bazı durumlarda iyileşmeyi hızlandırmak için aşağıdakiler de uygulanabilmektedir:
- Genellikle sıcak kompreslere devam edilmesi önerilmektedir.
- Ağrıyı dindirmek için asetaminofen reçete edilebilir. 20
Bazı durumlarda, antibiyotikler gerekli olabilmektedir.
- Göz damlaları veya göz merhemi şeklinde topikal antibiyotikler bir oftalmolog (görme yolları hastalıkları ve cerrahisiyle ilgilenen bir tıp bilim dalı uzmanı) tarafından reçete edilebilir.
- Bazen, oral antibiyotikler iyileşmeyen arpacık ya da arpacıkların yanı sıra, blefarit ya da rozasea (gül hastalığı) gibi diğer koşullara ek olarak da verilebilmektedir.
- Gül hastalığıyla birlikte arpacık yaşayan hastaların için antibiyotik kremi, oral antibiyotik veya her ikisi ile tedavi edilmesi gerekebilir.
- Enfeksiyonun lenf bezlerine veya kan dolaşımına yayılması gibi alışılmadık durumlarda IV antibiyotikler nadiren de uygulanabilmektedir.
Antibiyotik İle Gözde Arpacık Tedavisi
Arpacıkları tedavi etmek için topikal bir antibiyotik merhem veya damla reçete edilebilir.
Üç hafta içinde çözülemeyen bir veya birden fazla arpacık için bir göz hekimi tarafından oral antibiyotikler verilebilir. Doxycycline, kalıcı veya kompleks arpacıkları tedavi etmek için yaygın olarak kullanılan bir antibiyotiktir. 21
Gözde Arpacık Ameliyatı
Eğer tıbbi tedaviye cevap vermeyen bir arpacık problemi varsa ya da arpacıktan kaynaklanan komplikasyonlar ortaya çıktıysa, cerrahi bir prosedür gerekli olabilir.
Bu cerrahi müdehale sırasında, bir göz doktoru göz kapağında küçük bir kesi yapar. Kesi arpacığın çıktığı yere bağlı olarak, göz kapağının iç yüzeyine veya göz kapağının dış yüzeyine yapılabilir. Kesi yapıldığında, oftalmolog daha sonra içindeki irini (veya tıkalı yağı) bezin dışına akıtır. 22
Bu ameliyat genellikle, az miktarda lokal anestetik enjeksiyon kullanılarak yapılmaktadır. Çocuklarda genel anestezi gerekli görülebilir.
Ameliyattan sonra genellikle bir haftalık bir takip randevusu önerilmektedir.
Göz doktoru nadiren de olsa, arpacık üzerinde bir biyopsi yapılmasını isteyebilir. Biyopside, arpacığın küçük bir parça dokusu alınır ve bir patolog tarafından (doku tanı konusunda özel eğitim almış bir doktor tarafından) mikroskobik muayene için bir laboratuvara gönderilir ve böylece arpacığın bir cilt kanseri formu olmadığından emin olunur.
Gözde Arpacık İçin Hangi Doktora Gidilir?
Gözde arpacık tanısı ve tedavisi için bir göz hastalıkları uzmanına (göz doktoruna) başvurabilirsiniz.
Gözde Arpacığı Önleme Yöntemleri
Gözde arpacığın çıkmasını önlemek için bilinen herhangi bir yöntem bulunmamaktadır, ancak uygun temizliğin sağlanıyor olması arpacık da dahil olmak üzere tüm enfeksiyon türlerini önlemeye yardımcı olabilmektedir. Arpacığı önlemeye yardımcı olabilecek diğer yöntemler şunlardır:
- Asla başkaları ile kozmetik veya göz makyaj araçlarını paylaşmayın
- Göz aletlerini temiz ve hijyenik tutun
- Tüm kozmetik ürünlerini temiz tutun
- Asla göze ve çevresine dokunmayın 23
UYARI: Burada yazılanlar sadece bilgi amaçlıdır. Tıbbi tavsiye, tanı ve tedavi sağlamaz. En doğru tedavi ve bilgi için doktorunuza danışınız.
1-)J. P. Doncaster, B. Kassanis.(1946). The shallot aphis, Myzus ascalonicus Doncaster, and its behaviour as a vector of plant viruses
https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/j.1744-7348.1946.tb06276.x
2-)S. S. Abu Naser , O. A. Abu Zaiter.(2008). An Expert System For Diagnosing Eye Diseases Using Clips
https://philpapers.org/rec/ABUAES-6
3-)Steven R. Shields.(2000). Managing eye disease in primary care
https://www.tandfonline.com/doi/abs/10.3810/pgm.2000.10.1780?journalCode=ipgm20
4-)Joel T.M.Bamford. et al.(2006). Childhood stye and adult rosacea
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0190962206008280
5-)Elizabeth Cook.(2013). Blepharitis, styes and cysts
https://www.magonlinelibrary.com/doi/abs/10.12968/pnur.2002.13.10.10829
6-)Suzanne Paulson(2009). Stye care kit and method
https://patents.google.com/patent/US9144513B2/en
7-)Michael D. Olson.(1991). The common stye
8-)R. A. Armstrong(2007). The microbiology of the eye
https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/j.1475-1313.2000.tb01121.x
9-)A. R. Elkington , P. T. Khaw(1998). ABC of eyes. Eyelid and lacrimal disorders.
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1833910/
10-)S. Sreeremya.(2018). Stye (Hordeolum) – Review
http://biotech.journalspub.info/?journal=IJMB&page=article&op=view&path%5B%5D=264
11-)Zahar Prasov.(2008). What's in a gaze?: the role of eye-gaze in reference resolution in multimodal conversational interfaces
https://dl.acm.org/doi/abs/10.1145/1378773.1378777
12-)Andreas Bulling et al.(2010). What's in the Eyes for Context-Awareness?
https://ieeexplore.ieee.org/abstract/document/5467012
13-)Mok, Teresa A.(1998). What's in the eye of the beholder?
https://psycnet.apa.org/record/2001-11286-001
14-)William D. McIntosh. Et al.(2009). What's So Funny About a Poke in the Eye? The Prevalence of Violence in Comedy Films and Its Relation to Social and Economic Threat in the United States,
https://www.tandfonline.com/doi/abs/10.1207/S15327825MCS0604_1
15-)Tripp, Thomas M. Et al.(1997). What's good about revenge? The avenger's perspective.
https://psycnet.apa.org/record/1998-07309-006
16-)Ki-Hun Jeong, Jaeyoun Kim(2006). Biologically Inspired Artificial Compound Eyes
https://science.sciencemag.org/content/312/5773/557
17-)M. MERCEDES PASTOR-BLAS. ET AL.(1997). Influence of the nature and formulation of sty rene-butadiene rubber on the effects produced by surface treatment with trichloroisocyanuric acid
https://www.tandfonline.com/doi/abs/10.1163/156856197X00020
18-)Adolfo Velazquez-Dones. Et al.(2005). Mass Spectrometric and Kinetic Analysis of ASF/SF2 Phosphorylation by SRPK1 and Clk/Sty
https://www.jbc.org/content/280/50/41761.short
19-)RaghuGanesh. Et al.(2006). Sole Treatment of Acid Gastroesophageal Reflux in Idiopathic Pulmonary Fibrosis: A Case Series
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0012369215522873
20-)Steve Ting-YuanYeh. Et al.(2006). Protective effects of N-acetylcysteine treatment post acute paraquat intoxication in rats and in human lung epithelial cells
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0300483X06001624
21-)Sty J, Simons G.(1982). Intraoperative 99m technetium bone imaging in the treatment of benign osteoblastic tumors.
https://europepmc.org/article/med/6210481
22-)A BEHDAD , M HOSSEINPOOR.(2001). Z-PLA STY FOR TREATMENT OF THE RESIDUAL CAVITY AFTER P ILONIDAL SINUS EXCISION
http://mjiri.iums.ac.ir/browse.php?a_id=829&sid=1&slc_lang=fa
23-)Simons GW, Sty J.(1983). Intraoperative bone imaging in the treatment of osteoid osteoma of the femoral neck.
Yorum Yapın