Graves Hastalığı Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
Graves Hastalığı Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
Graves Hastalığı Nedir?
Graves hastalığının ismi, 1830’larda hastalığı keşfeden İrlandalı bir doktor olan Robert Graves’in isminden gelmektedir. Bu hastalık, bağışıklık sisteminin tiroid uyarıcı immünoglobulin (TSI) olarak bilinen bir antikoru savaşması için tiroid bezine doğru yönlendirmesi sonucu oluşmaktadır. Sonuç olarak da, tiroid bezi aşırı aktif bir hale gelerek ihtiyaç duyulandan çok daha fazla hormon üretmektedir. Bu nedenle, Graves hastalığının otoimmün bozukluk kaynaklı bir hipertiroidi nedeni olduğunu söylemek mümkündür.
Tedavi edilmediği takdirde, hayati tehlike oluşturan tiroid krizlerine ve ciddi komplikasyonlara yol açabilen Graves hastalığı, vücudu pek çok açıdan etkileyebilen bir dizi belirtiye yol açabilmektedir. 1
Tiroid boynun önünde bulunan, tiroksin (T4) ve triiyodotironin (T3) gibi hormonları salgılayan kelebek şeklinde küçük bir organdır. Metabolizmanın doğru bir şekilde çalışması, beyin gelişimi, kalp atış hızı, enerji düzeyleri ve kalorilerin yakılması gibi bazı fiziksel fonksiyonlarda bir rolü bulunmaktadır. Bu nedenle, doğru bir şekilde çalışmadığı takdirde, kişiye oldukça sıkıntı verebilmektedir.
Graves hastalığını hemen tespit etmek zor olabilmektedir. Bu nedenle, doktor belirtiler nedeniyle Graves hastalığından şüphelenirse, fizik muayene yapabilmekte, kan testi isteyebilmekte ya da görüntüleme taraması kullanabilmektedir. 2
Graves Hastalığı Belirtileri
Tiroid bezinin aşırı aktif olmasına neden olan Graves hastalığı, beraberinde pek çok belirtiye de yol açabilmektedir.
Graves hastalığı bir çeşit hipertiroidi hastalığı olduğu için ikisinin belirtileri hemen hemen aynıdır. Bununla birlikte, Graves hastalığı tiroid bezi dışında vücudun başka alanlarını da etkileyerek farklı belirtilere de neden olabilmektedir.
Graves hastalığı başlangıcında, bu hastalığı tespit etmek oldukça zor olabilmektedir. Bunun nedeni, çoğu zaman başka hastalıklarla karıştırılmasıdır. Yaşanılan belirtilerin Graves hastalığı nedeniyle gelişip gelişmediğini anlamak için bütün belirtiler hakkında doktora detaylı bir bilgi verilmelidir. 3
Graves hastalığı nasıl anlaşılır? Graves hastalığının en yaygın olarak yaşanan ortak belirtileri şunlardır:
- Anksiyete ve sinirlilik
- Gözlerin şişmesi
- Göğüs ağrısı
- Uyuma zorluğu çekme ya da insomnia
- Yüksek tansiyon
- Yorgunluk
- Ellerde titreme
- Aşırı terleme
- Düzensiz adet dönemleri
- Huzursuzluk
- Bağırsak hareketliliğinin artması veya ishal
- Kas güçsüzlüğü
- Hızlı veya düzensiz kalp atışı
- Isıya karşı duyarlılık
- Nefes darlığı veya solunum zorluğu
- Artan iştaha rağmen açıklanamayan kilo kaybı
- Görme sorunları veya görmede değişiklikler
Bununla birlikte, Graves hastalığı tedavi edilmediği takdirde, yukarıda sıralanmış olan belirtiler dışındaki belirtilerin gelişmesine de yol açabilmektedir. 4
Graves hastalığı tiroid bezi dışında, gözleri ve cildi de etkileyebilmektedir. Graves hastalığının yol açabildiği bazı karakteristik belirtileri şunlardır: 5
- Graves Oftalmopatisi
Graves hastalığı, göz dokularını etkileyerek gözlerin iltihaplanmasına ve şişmesine yol açabilmektedir. Bu durum, Graves hastalığına bağlı spesifik göz hastalığı olarak tanımlanmaktadır ve Graves oftalmopatisi şeklinde adlandırılmaktadır.
Graves hastalığı nedeniyle gelişen göz problemleri bazı insanlar hafif belirtilere yol açarken, diğerleri bu belirtileri daha şiddetli hissedebilmektedir. Daha hafif formlarda gözler iltihaplanmakta ve kızarmaktadır. Aynı zamanda, ışığa karşı oldukça duyarlı bir hale gelmektedir.
Daha şiddetli belirtiler söz konusu olduğunda ise, göz kasları da iltihaplanabilmektedir. Sonuç olarak da, kaslar ve dokular şişmekte, dışarı doğru çıkmış gibi gözükmektedir. Bu durum ekzoftalmos olarak adlandırılmaktadır. 6
- Guatr
Guatr, boynun ön kısmında bulunan tiroid bezinin şişmesidir. Dışarıdan bariz bir şekilde fark edilen bu durum, Graves hastalığına bağlı diffüz tirotoksik guatr olarak adlandırılmaktadır.
Graves hastalığı nedeniyle oluşan şişkinlik küçük ya da daha büyük olabilmektedir. Aynı zamanda, yutma güçlüğü de yaşatabilmektedir. Çok büyük olduğunda, kişi öksürme ihtiyacı hissetmekte ve yutmada ciddi sıkıntılar yaşayabilmektedir. 7
- Cilt Problemleri
Graves hastalığı nadir de olsa, cilt üzerinde kabarık kırmızı lekelere yol açabilmektedir. Bunlar özellikle, bacaklarda meydana gelmektedir. Pretibial miksödem olarak adlandırılan bu durum, genellikle ağrısızdır ve ciddi değildir.
Her ne kadar Graves hastalığı olan pek çok hastada bu belirtiler ortaya çıksa da, en azından Graves hastalığı başlangıcında hasta bu belirtilerin hepsini yaşamamaktadır. 8
Graves Hastalığı Hamilelikte Bir Tehlike Yaratır Mı?
Tehlike oluşturmayacak düzeyde yüksek olan tiroid hormonu genellikle ne anne ne de bebek için bir sıkıntı oluşturmamaktadır. Bununla birlikte, tedavi edilmeyen daha ağır olan hipertiroidi vakaları hem anneyi hem de bebeği etkileyebilmektedir.
Graves hastalığının varlığı söz konusu ise, hamile kalmadan önce hipertiroidin kontrol altına alınması gerekmektedir. 9
Acil Tıbbi Yardım Alınması Gereken Belirtiler
Graves hastalığı belirtileri yaşadığınızı düşünüyorsanız, hemen bir doktora başvurmalısınız. Ne kadar erken tespit edilirse, hastalığı kontrol altına almak o kadar kolay olacaktır.
Diğer yandan, eğer Graves hastalığının varlığı söz konusu ise ve kişi kendini çok heyecanlı, çılgın ve enerjik hissediyorsa ya da nabzı çok hızlı atıyorsa, hemen tıbbi yardım istemelidir. Bunun nedeni, çok fazla tiroid hormonu salgılanması nedeniyle tirotoksik bir kriz geçirilmesi olabilmektedir. Tirotoksik bir kriz hayati tehlike oluşturan bir durumdur. 10
Tirotoksik Kriz (Tiroid Krizi) Nedir?
Tirotoksik kriz ya da tiroid krizi, genellikle hızlı kalp atışı, ateş ve bazen bayılma gibi belirtilerle ortaya çıkmaktadır. Bu durum Graves hastalığı nedeniyle tiroid hormonlarının aşırı üretilmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Tiroid krizi saatler içinde gelişebilmektedir.
Tirotoksik kriz belirtileri şunlardır:
- Yüksek ateş
- Mide bulantısı ve karın ağrısı
- İshal ve kusma
- Sinirlilik ve karışıklık
- Oldukça şiddetli hissedilen anksiyete
- Bilinç kaybı
- Tedavi edilmezse, koma
Yukarıda sıralanmış olan belirtilerin yaşanması durumunda hemen acil tıbbi yardım çağırılmalıdır, çünkü bu, hayati tehlike oluşturmaktadır. 11
Graves Hastalığı Nedenleri
Graves hastalığı neden olur? Graves hastalığı tiroid bezinin aşırı aktif olması ya da diğer adıyla hipertiroidi gelişmesi sonucu oluşmaktadır. Bu duruma neyin neden olduğu tam olarak bilinmese de, otoimmün olan bir bozukluğun sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Tiroid Bezinin Fonksiyonu
Tiroid boynun önünde bulunan, tiroksin (T4) ve triiyodotironin (T3) gibi hormonları salgılayan kelebek şeklinde küçük bir organdır. Metabolizmanın doğru bir şekilde çalışması, beyin gelişimi, kalp atış hızı, enerji düzeyleri ve kalorilerin yakılması gibi bazı fiziksel fonksiyonlarda bir rolü bulunmaktadır.
Tiroid bezinin normalden çok fazla hormon salgılaması durumunda ise, hipertiroidi meydana gelmektedir. 12
Bağışıklık Sisteminin Rolü
Bağışıklık sistemi vücudu tehlikelere karşı koruyan savunma mekanizmasıdır. Vücuda girmeye çalışan mikroplar ve diğer organizmalarla mücadele etmektedir. Bunun için hücreler hedeflenen dokulara gönderilmek üzere antikorlar üretmektedir. Bağışıklık sistemi bozukluğu söz konusu olduğunda ise, vücut için herhangi bir tehlike arz etmeyen durumlara karşı bağışıklık sistemi savaşmaya başlamaktadır. 13
Graves Hastalığının Gelişimi
Bağışıklık sistemi antikorlarını tiroid bezine doğru yönlendirmektedir. Bu da, tiroid bezinin daha fazla çalışıp daha fazla hormon üretmesine neden olmaktadır. Sonuç olarak da, Graves hastalığı meydana gelmektedir ve bu hastalık hipertiroidi hastalığının en başta gelen nedenleri arasında bulunmaktadır.
Antikorlar tiroid bezi içinde bulunan dört farklı protein üzerinde odaklanmaktadır. O proteinler şunlardır:
- Thyroglobulin
- Tiroid peroksidaz
- Sodyum iyodid
- Tiroid uyarıcı hormon (TSH) reseptörü
Tiroid uyarıcı hormon (TSH) tiroidin T3 ve T4 hormonlarını üretmesini sağlamaktadır. Graves hastalığı geliştiğinde ise, antikorlar ilk önce tiroid uyarıcı hormona odaklanmaktadır. Tıpkı tiroid uyarıcı hormonu gibi davranarak tiroid bezinin şişmesine neden olmakta, aynı zamanda da, daha fazla hormon üretilmesine yol açmaktadır.
Diğer proteinler, Graves hastalığı gelişiminde daha az rol oynamaktadır. 14
Kimler Risk Altında?
Herkesin Graves hastalığı geliştirme riski bulunmaktadır. Bununla birlikte, bazı faktörler hastalığın ortaya çıkma riskini artırabilmektedir. Bazı risk faktörleri şunlardır:
Aile öyküsü: Aile bireylerinden herhangi birinde Graves hastalığının bulunması, bu hastalığın gelişiminde bir risk faktörü oluşturabilmektedir. Kişi taşıdığı genler nedeniyle Graves hastası olmayan daha yatkın bir hale gelebilmektedir.
Cinsiyet: Kadınların erkeklere oranla Graves hastalığı geliştirme riski çok daha fazladır.
Yaş: Graves hastalığı özellikle 40 yaşın altındaki insanlarda daha fazla görülmektedir. 15
Diğer bağışık sistemi bozuklukları: Diğer bağışıklık sistemi bozukluklarına sahip olmak Graves hastalığının gelişiminde risk oluşturabilmektedir. Örneğin, pernisiyöz anemi, lupus, Addison hastalığı, Çölyak hastalığı, vitiligo, tip 1 diyabet ya da romatoid artrit gibi bağışıklık sistemi bozuklukları Graves hastalığının gelişiminde rol oynayabilmektedir. 16
Stres: Kişinin uzun süre boyunca kendisini stres altında hissetmesi ya da üst üste çok fazla yıpratıcı duygusal deneyimler yaşaması, kişiyi Graves hastalığı gibi bağışıklık sistemi bozukluklarını geliştirmeye karşı daha açık bir hale getirebilmektedir.
Hamilelik: Hamilelik ya da yakın zamanda yapılmış olan doğumlar nedeniyle, kadınlar Graves hastalığı gibi bozuklukları geliştirmeye daha eğilimli bir hale gelebilmektedir.
Sigara içmek: Graves hastalığı riskini artırabilmektedir. Hem Graves hastalığı bulunan hem de sigara içen kişilerde Graves oftalmopatisi (Graves göz hastalığı) geliştirme riski de artabilmektedir. 17
Graves Oftalmopatisi (Graves Göz Hastalığı) Neden Olur?
Bağışıklık sisteminin savaşması için tiroid bezine gönderdiği antikorlar nedeniyle ortaya çıkan Graves hastalığı gözleri de etkileyebilmektedir. Graves hastalığına neden olan aynı antikor, gözleri çevreleyen dokulara da saldırarak Graves Oftalmopatisi gelişimine yol açmaktadır.
Graves Hastalığında Genetik Faktörlerin Rolü Nedir?
Yukarda da belirtildiği gibi aile öyküsü Graves hastalığı gelişiminde önemli bir rol oynayabilmektedir. Aslında, bu duruma aileden kalıtsal olarak geçen bazı genlerin neden olduğu düşünülmektedir. Bu genler arasında CD40, CTLA-4, tiroglobulin, TSH reseptörü ve PTPN22’yi kodlayan genler bulunmaktadır. Her ne kadar, belirli bir gen tespit edilmiş olmasa da, ortak bilgiler bu genlerin etkisi olduğunu söylemektedir. Bu durum farklı ırksal ve etnik gruplar arasında değişebilmektedir. 18
Graves Hastalığında Çevresel Faktörlerin Rolü Nedir?
Yersinia enterocolitica, Escherichia coliand ve diğer Gram-negatif organizmalar gibi bazı bakterilerin tiroid uyarıcı hormon reseptörü üzerinde bir etkisi olabileceği düşünülmektedir. Sonuç olarak da, tiroid problemleri yaşanabilmektedir.
Graves hastalığına yol açabilecek bazı çevresel faktörler ise şunlardır:
- Çevre kirliliği
- İyot tedavisi görmek
- Selenyum alımı
- Tiroid bezinin yaralanması veya ameliyat edilmiş olması
- Etanol, interferon beta-1b veya interlökin-4 tedavisi gibi bazı ilaçların enjeksiyonu 19
Graves Hastalığı Tedavisi
Graves hastalığı nasıl geçer? Graves hastalığını tedavi etmek için pek çok tedavi seçeneği bulunmaktadır. Genellikle de, ilk amaç tiroid bezinin aşırı aktif hale geçerek fazla hormon üretmesini engellemeye çalışmaktır. Aşırı aktif olan tiroid bezi, kontrol altına alındığında, hastalık nedeniyle ortaya çıkan belirtiler de hafifletilebilmektedir. 20
Graves hastalığı tedavisinde yaygın olarak kullanılan bazı yöntemler şunlardır:
- Radyoaktif İyot Tedavisi
Graves hastalığını tedavi etmek için radyoaktif iyot tedavisinin uygulanması oldukça geçmişten gelen bir tedavi yöntemidir. Her ne kadar eskisi kadar kullanılmasa da, oldukça etkili olabildiği vakalar da bulunabilmektedir.
Radyoaktif iyot tedavisi ağızdan alınarak doğrudan tiroid bezini etkilemesi sağlanmaktadır. Tiroid bezlerinin sağlıklı bir şekilde çalışması için iyoda ihtiyaç duyulmaktadır. Radyoaktif iyot tedavisi başlatıldığında ise, tiroid bezinin çok kısa bir sürede iyot alması sağlanmakta ve aktif tiroid hücreleri yok edilmektedir.
Uygulanan bu yöntemle, tiroid bezinin küçülmesi ve daha az hormon üretmesi sağlanabilmektedir. Diğer yandan, radyoaktif iyot tedavisinin kanser riski oluşturabileceğiyle ilgili düşünceler bulunmaktadır. Bununla birlikte, yapılan çalışmalara göre, çok küçük ikincil kanser riski taşımaktadır. 21
- Anti-Tiroid İlaçları
Tiroid bezine etki etmesi için sıklıkla propiltiyoürasil ve metimazol isimli iki ilaç kullanılmaktadır. Bu ilaçlar, anti-tiroid ilaçlardır ve tiroid bezinde gerçekleşen iyot oksidasyonunu engellemektedir. Böylece de, daha fazla hormonun üretilmesi önlenmektedir.
Anti-tiroid ilaçları alındıktan sonra yaklaşık olarak 4-6 hafta içinde belirtiler hafifleyebilmektedir. Diğer yandan, doktorun da uygun görmesi durumunda, anti-tiroid ilaçlar, radyoaktif iyot tedavisi veya cerrahi yöntemlerle birlikte kullanılabilmektedir.
Tiroid bezinin tekrar aktif bir şekilde çalışmaya başlayıp başlamadığını anlamak için 12-18 ay boyunca ilaçlara devam edilmesi mümkün olabilmektedir. 22
- Beta Bloker
Beta bloker ilaçlar genellikle kalp sorunlarını ya da yüksek tansiyonu tedavi etmek için kullanılmaktadır. Bu tip ilaçlar adrenalin ve benzeri bileşiklerinin vücuda olan etkilerini kontrol altına almak için reçete edilmektedir. Graves hastalığı söz konusu olduğunda da, belirtileri hafifletmek için oldukça etkili olabilmektedir.
Graves hastalığı tipik olarak, terleme, sallanma, kalp atış hızının artması ve anksiyete gibi belirtilerle yol açmaktadır. Bu durumda da, adrenalin salgılamaya çok daha eğilimli olabilmektedir. Beta bloker ilaçlar bu tür belirtileri hafifleterek Graves hastalığına yardımcı olmaktadır. Bununla birlikte, hastalığı tedavi etmemektedir.
Beta bloker ilaçlar genellikle diğer tedavi yöntemleriyle birlikte reçete edilmektedir. Bu nedenle, diğer ilaçlarla etkileşime girme riski bulunmaktadır. 23
- Graves Hastalığı Ameliyatı
Genellikle, diğer tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabildiği için, Graves hastalığının tedavisinde cerrahi müdahalelere çok sık başvurulmamaktadır. Diğer yandan, diğer yöntemlerin istenilen sonuçları vermemesi durumunda ameliyat bir seçenek olabilmektedir.
Troid bezi ameliyatına tiroidektomi ismi verilmektedir. Bu durumda, ya tiroid bezinin bir kısmı alınmaktadır ya da tiroid bezi tamamen alınmaktadır. Ameliyat uygulandığında, Graves hastalığının hastaya yaşattığı şiddetli belirtiler hemen ortadan kaybolmaktadır.
Diğer yandan, tiroid ameliyatı sonrasında kişi boyun ağrısı, ses boğukluğu ya da ses kısıklığı gibi problemler yaşayabilmektedir. Bu problemler geçicidir ve nedeni ameliyat sırasında kullanılan solunum tüpüdür.
Ameliyat sonrası boyun bölgesinde bir iz kalabilmektedir. Bu durum, tiroidin ne kadar çıkarıldığına bağlı olarak değişebilmektedir.
Tiroidin sadece bir kısmı alındığında, geri kalan kısım işlevlerini yerine getirmeye devam edebilmektedir. Tamamının alınması durumunda ise, tiroid bezinin normal fonksiyonlarının telafi edilebilmesi için doktor hormon hapları reçete edebilmektedir. 24
Graves Oftalmopatisi Tedavisi
Daha hafif olarak hissedilen Graves oftalmopatisi belirtileri, yapay gözyaşı ürünleri ve yağlar, kullanılarak kontrol altına alınabilmektedir. Belirtilerin daha şiddetli olması durumunda bir doktora başvurulmalıdır. Uygulanabilecek bazı tedavi yöntemleri şunlardır:
- Kortikosteroid ilaçlar: Bu ilaçlar göz küresinin arkasındaki şişkinliği azaltabilmektedir.
- Prizmalar: Graves hastalığının gözleri etkilemesi nedeniyle, kişi çift görmeye başlayabilmektedir. Her hastada işe yaramasa da, bazı hastalar prizmalı gözlüklerden yararlanabilmektedir.
- Orbital dekompresyon cerrahisi: Bu ameliyatla göz yuvası ve sinüsler arasında bulunan kemik çıkartılmaktadır. Böylece, gözler eski konumuna geri dönebilmektedir.
- Orbital radyoterapi: Orbital radyoterapi yönteminde, gözlerdeki bazı dokuları yok etmek için birkaç gün boyunca X ışınları kullanılmaktadır. 25
Tiroid Hastalığı İçin Hangi Doktora Gidilir?
Graves hastalığı tanısı ve tedavisi için endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları bölümüne başvurulmaktadır.
1-) Anthony P. Weetman, (2000) Graves’ Disease
https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/nejm200010263431707
2-) Anthony P. Weetman, (2000) Graves’ Disease
https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/nejm200010263431707
3-) Anthony P. Weetman, (2000) Graves’ Disease
https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/nejm200010263431707
4-) Terry J. Smith, Laszlo Hegedüs, (2016) Graves’ Disease
https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMra1510030
5-) Terry J. Smith, Laszlo Hegedüs, (2016) Graves’ Disease
https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMra1510030
6-) Rebecca S. Bahn, (2010) Graves’ Ophthalmopathy
https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/nejmra0905750
7-) Kenneth D. Burman, et al. (1985) Immune Mechanisms in Graves’ Disease
https://academic.oup.com/edrv/article-abstract/6/2/183/2548810
8-) Vahab Fatourechi, (2012) Pretibial Myxedema
https://link.springer.com/article/10.2165/00128071-200506050-00003
9-) Terry J. Smith, Laszlo Hegedüs, (2016) Graves’ Disease
https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMra1510030
10-) Gregory A. Brent, (2010) Graves’ Disease
https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMcp0801880
11-) L. Schaaf, et al. (1990) Thyrotoxic Crisis in Graves’ Disease
https://link.springer.com/article/10.1007/BF01649300
12-) Gregory A. Brent, (2010) Graves’ Disease
https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMcp0801880
13-) Kenneth D. Burman, et al. (1985) Immune Mechanisms in Graves’ Disease
https://academic.oup.com/edrv/article-abstract/6/2/183/2548810
14-) Gregory A. Brent, (2010) Graves’ Disease
https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMcp0801880
15-) Jody Ginsberg, (2003) Diagnosis and Management of Graves’ Disease
https://www.cmaj.ca/content/168/5/575.short
16-) Jody Ginsberg, (2003) Diagnosis and Management of Graves’ Disease
https://www.cmaj.ca/content/168/5/575.short
17-) Mark F. Prummel, et al. (1993) Smoking and Risk of Graves’ Disease
https://jamanetwork.com/journals/jama/article-abstract/403015
18-) Rebecca S. Bahn, (2010) Graves’ Ophthalmopathy
https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/nejmra0905750
19-) Terry J. Smith, Laszlo Hegedüs, (2016) Graves’ Disease
https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMra1510030
20-) Vitaya Siridama, et al. (1989) Treatment of Graves Disease and the Course of Ophthalmopathy
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0002934389804851
21-) Vitaya Siridama, et al. (1989) Treatment of Graves Disease and the Course of Ophthalmopathy
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0002934389804851
22-) Vitaya Siridama, et al. (1989) Treatment of Graves Disease and the Course of Ophthalmopathy
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0002934389804851
23-) Vitaya Siridama, et al. (1989) Treatment of Graves Disease and the Course of Ophthalmopathy
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0002934389804851
24-) Vitaya Siridama, et al. (1989) Treatment of Graves Disease and the Course of Ophthalmopathy
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0002934389804851
25-) Vitaya Siridama, et al. (1989) Treatment of Graves Disease and the Course of Ophthalmopathy
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0002934389804851
Yorum Yapın