Acil.Net

Kolera Hastalığı Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

#

Yazan, Kemal Berk Benlioğlu
10.05.2020 01:50 (Güncellendi 10.05.2020 02:01)

Hastalıklar GÜVENİLİR KAYNAK

Kolera Hastalığı Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Kolera Hastalığı Nedir?

Vibrio cholerae adı verilen bir bakteri kolera enfeksiyonuna neden olur. Bakterinin ince bağırsakta ürettiği CTX denilen güçlü bir toksin hastalığın ölümcül olmasına yol açar. CTX bağırsak duvarlarına bağlanır, burada normal sodyum ve klorür akışını engeller. Bu durum vücudun muazzam miktarlarda su salmasına neden olur. Sonuç olarak ishal, ardından da sıvıların ve elektrolitlerin hızlı bir şekilde kaybı görülür.

Ham kabuklu deniz ürünleri, pişmemiş meyveler ve sebzeler Vibrio cholerae bakterisini taşırlar.  Kirli sular da kolera enfeksiyonu kaynağıdır. Kolera bakterileri, biri çevrede, diğeri insanda olmak üzere iki ayrı yaşam döngüsüne sahiptir.

Çevredeki kolera bakterileri: Kolera bakterileri, kıyı sularında doğal olarak bulunurlar ve burada kopepodlar olarak adlandırılan küçük kabuklulara bağlanırlar. Kolera bakterileri ev sahipleri ile birlikte seyahat ederler, çünkü kabuklular besin kaynaklarını takip ederler.

İnsanlarda kolera bakterisi: İnsanlar kolera bakterilerini yuttuklarında, kendileri hastalanmayabilirler, ama yine de bakterileri dışkılarında taşırlar. İnsan dışkısı yiyecek ve su kaynaklarını kirlettiğinde kolera bakterileri için ideal üreme alanları oluşur. Yaklaşık bir bardak kirli suda bir milyondan fazla kolera bakterisi bulunur. Bu miktar kolera olmak için yeterlidir. Kolera genellikle insandan insana temas yoluyla bulaşmaz. 1

Koleranın komplikasyonları

Kolera ölümcül bir hastalık olabilir. Hastalığın ilerlediği durumlarda, büyük miktarlarda sıvı ve elektrolit kaybı nedeniyle hastalar iki ya da üç saat içinde ölebilirler. Kolera tedavisi görmeyen kişiler, kolera semptomlarının ortaya çıkmasından birkaç saat sonra dehidratasyondan ve şoktan ölebilirler.

Şok ve şiddetli dehidratasyon koleranın en yıkıcı komplikasyonları olmasına rağmen, başka problemler de ortaya çıkabilir:

Düşük kan şekeri (hipoglisemi): Glikoz vücudun ana enerji kaynağıdır. Kan şekeri düştüğünde nöbetler yaşanabilir. Özellikle çocuklarda görülen hipoglisemide bilinç kaybı ya da ölümler yaşanabilir.

Potasyum seviyelerinin düşmesi (hipokalemi): Kolera olan insanlar dışkıları yoluyla potasyum da dahil olmak üzere çok miktarda mineral kaybederler. Potasyum seviyelerinin çok düşük olması kalp ve sinir fonksiyonuna müdahale eder ve yaşamı tehdit eder.

Böbrek yetmezliği: Böbrekler süzme yeteneklerini yitirdiklerinde, vücutta çok fazla sıvı, elektrolit ve atık oluşur. Bu da yaşamı tehdit eden bir durumdur. Koleralı kişilerde, böbrek yetmezliği sıklıkla şoka yol açar. (2)

 

Kolera Hastalığı Nedenleri 

Kolera hastalığı neden olur? Kolera enfeksiyonu kirli kuyu suları, deniz ürünleri, tahıllar, çiğ meyve ve sebzelerdeki bakteriler yoluyla insanlara geçer.

Kuyu suyu: Kolera bakterileri uzun süre suda uykuda kalabilirler. Kirli su içeren kuyular kolera salgının en büyük nedenlerinden biridir. Yeterli sanitasyonu olmayan kuyu sularını tüketen insanlar kolera riski altındadır.

Deniz ürünleri: Çiğ veya az pişmiş deniz mahsulleri, özellikle nerede yapıldığı belli olmayan kabuklu deniz ürünleri kolera bakterilerinin vücuda girmesine neden olabilir.

Çiğ meyve ve sebzeler:  Kabuğu soyulmamış meyve ve sebzeler, koleranın endemik olduğu bölgelerde sık görülen enfeksiyon kaynağıdır. Gelişmekte olan ülkelerde gübrelenmemiş veya atık su içeren sulama suları tarlada üretimi kirletebilir.

Tahıllar: Koleranın yaygın olduğu bölgelerde pişirildikten sonra kontamine olan ve birkaç saat oda sıcaklığında kalmasına izin verilen pirinç ve darı gibi tahıllar, kolera bakterilerinin büyümesi için uygun bir ortam oluştururlar. 3

Kolera için risk faktörleri

Koleraya yakalanan bir anne çocuğunu emzirirse çocuk bu hastalığa karşı bağışıklık kazanabilir. Yine de bazı risk faktörleri insanları koleraya karşı savunmasız hale getirebilir. Kolera için risk faktörleri şunlardır;

Kötü sağlık koşulları: Kolera kirli su kaynaklarının olduğu bölgelerde daha fazla görülür. Mülteci kamplarında, ekonomisi gelişmemiş ülkelerde, açlık, savaş ya da doğal afetlerin sık yaşandığı yerlerde kolera yaygındır.

Mide asidi eksikliği (hipoklorhidri): Kolera bakterileri asidik bir ortamda hayatta kalamazlar. Midedeki asitler kolera enfeksiyonuna karşı vücudun ilk savunma basamağını oluştururlar. Ancak çocuklar, yaşlılar ya da kronik hastalığı olan kişilerde mide asidi oranı oldukça düşüktür, bu da bu kişilerin daha fazla risk altında olmasına yol açar.

0 kan grubu: Kesin nedeni belirlenememiş olsa da 0 kan grubuna sahip bireylerde daha çok kolera bakterisi bulunmuştur.4

 

Kolera Hastalığı Belirtileri

Kolera hastalığı nasıl anlaşılır? Kolera hastalığı başlangıcı kolera bakterisine maruz kalan insanların çoğunda fark edilmez ve bu insanlar çoğu zaman enfeksiyon kaptıklarını bilmeden yaşayabilirler. Koleranın en yaygın belirtisi hafif ya da orta dereceli ishaldir, fakat ishalin her zaman kolera nedeniyle ortaya çıktığını söylemek güçtür. Kolera belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:

İshal: Kolera ile ilişkili ishal aniden ortaya çıkar ve bir saatte yaklaşık 1 litre kadar tehlikeli sıvı kaybına neden olabilir. Koleraya bağlı ishalde genellikle pirincin durulandığı suyu andıran soluk ve beyazımsı bir sıvı vardır.

Mide bulantısı ve kusma: Özellikle koleranın erken evrelerinde meydana gelen kusma, bir anda başlayıp saatlerce devam edebilir.

Dehidrasyon: Dehidrasyon, kolera semptomlarının başlamasından birkaç saat sonra gelişebilir. Ne kadar vücut sıvısının kaybolduğuna bağlı olarak, dehidrasyon hafif ya da orta şiddetli olabilir. Toplam vücut ağırlığının yüzde 10’u veya daha fazlasının kaybı ciddi dehidratasyona işaret eder. 5

Kolera dehidrasyonunun belirtileri arasında sinirlilik, uyuşukluk, batık gözler, ağız kuruluğu, aşırı susama, kuru ve buruşuk bir cilt, idrar çıkışında azalma veya hiç idrara çıkamama, düşük tansiyon ve düzensiz kalp atışı bulunur. Dehidrasyon, elektrolit dengesizliğine de yol açabilir. Elektrolit dengesizliği vücuttaki pek çok sistemin işleyişini etkiler.

Elektrolit dengesizliği: Elektrolit dengesizliği aşağıdaki durumlara yol açabilir;

  • Kas krampları: Bunlar, sodyum, klorür ve potasyum gibi minerallerin azalmasından kaynaklanır.
  • Şok: Bu, dehidrasyonun en ciddi komplikasyonlarından biridir. Kan hacminin azalması, kan basıncının düşmesine ve vücuttaki oksijen miktarının azalmasına neden olduğunda şok yaşanır. Tedavi edilmezse, şiddetli hipovolemik şok birkaç dakika içinde ölüme neden olabilir.

Çocuklarda kolera belirtileri

Genel olarak, kolera olan çocuklar yetişkinlerle aynı belirtileri taşırlar. Ancak sıvı kaybına bağlı olarak düşük kan şekerine (hipoglisemi) özellikle daha duyarlı hale gelirler. Kan şekerinin düşmesi dışında çocuklarda en sık görülen kolera belirtileri şunlardır;

  • Bilinç durumunun değişmesi
  • Nöbetler
  • Koma 6

 

Kolera Hastalığı Tedavisi

Kolera hastalığı nasıl geçer? Kolera kolayca tedavi edilebilen bir hastalıktır, fakat ilerlemiş kolera vakalarında hastalık ölümcül olabilir. Kolera salgını sırasında hastaların hızlı bir şekilde tedavi edilmeleri gerekir. Erken tedavi sayesinde kolera nedeniyle gerçekleşen ölüm vakaları yüzde 1’e inebilir. Kolera tedavisinde en çok kullanılan tedaviler rehidrasyon, kolera aşısı, antibiyotikler ve çinko takviyeleridir.

Rehidrasyon: İnsanların çoğu, oral rehidrasyon solüsyonunun hızlı bir şekilde uygulanmasıyla başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Çok fazla sıvı kaybı yaşayan hastalar şok riski ile karşı karşıya oldukları için bu hastalara damardan sıvı verilir.

Antibiyotikler: Kolera hastalarına diyare süresini azaltmak için antibiyotik verilir. Antibiyotikler dışkıdaki kolera bakterilerinin miktarını azaltmaya yardımcı olurlar.

Çinko takviyeleri: Çocuklarda kolera tedavisinde çinko takviyesi uygulanır. Çinko, özellikle 5 yaşın altındaki çocuklarda diyare süresini kısaltır. 7

Kolera aşısı: Kolera aşıları sınırlı bir bağışıklık sundukları için doktorların bazıları aşıyı tavsiye etmezler. Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen üç tane oral kolera aşısı vardır. Bunlar Dukoral, Shanchol ve Euvichol aşılarıdır. Her üç aşı da tam koruma için iki doz şeklinde alınmalıdır. Dukoral 2 yaşın üzerindeki tüm kişilere verilebilir. Her doz arasında en az 7 gün ve en fazla 6 hafta olmalıdır. 2 – 5 yaş arası çocuklarda üçüncü bir doz gerekebilir. Dukoral daha çok yabancı ülkelere seyahat eden kişilere yapılır. İki doz Dukoral aşısı 2 yıl boyunca koleraya karşı koruma sağlar.

Shanchol ve Euvichol aynıdır fakat iki farklı üretici tarafından üretilirler. Bir yıl boyunca tüm kişilere verilir. Bu iki aşının her bir dozu arasında en az iki hafta bekleme süresi olmalıdır. İki doz Shanchol ve Euvichol, üç yıl boyunca koleraya karşı koruma sağlarken, bir doz kısa süreli koruma sağlar.

Kolera salgınları ile etkili bir şekilde baş edebilmenin ve koleranın üstesinden gelmenin en iyi yolu toplumu su ve gıda maddelerinin nasıl güvenli ve temiz hale getirileceği konusunda eğitmektir. 

Kolera hastalığı için hangi doktora gidilir? Kolera hastalığı için hastanelerin Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji bölümlerine gidilir.

KAYNAKLAR

1-) David Sincular, et al(2011). Oral vaccines for preventing cholera                           https://www.cochranelibrary.com/cdsr/doi/10.1002/14651858.CD008603.pub2/abstract#

2-) Br Med J. (1884) An Address on Cholera and its Bacillus. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2307890/

3-) Martha A. Zeige, et al(1997). Thyroid-Specific Expression of Cholera Toxin A1 Subunit Causes Thyroid Hyperplasia and Hyperthyroidism in Transgenic Mice  https://academic.oup.com/endo/article/138/8/3133/2987518

3-) Michael D., et al(2004). ARE WETLANDS THE RESERVOIR FOR AVIAN CHOLERA?              https://www.jwildlifedis.org/doi/abs/10.7589/0090-3558-40.3.377

4-) Witaya Swaddiwudhipong, et al(1989). An outbreak of nosocomial cholera in a 755-bed hospital https://academic.oup.com/trstmh/article-abstract/83/2/279/1941815

5-) Gregory M. Glenn, et al(1998). Skin immunization made possible by cholera toxin    https://www.nature.com/articles/36014

6-) Greenough, W. B, et al(1964). Tetracycline in the Treatment of Cholera. https://www.cabdirect.org/cabdirect/abstract/19652900421

7-) Richard A. Cash, et al(1970). A Clinical Trial of Oral Therapy in a Rural Cholera-Treatment Center https://www.ajtmh.org/content/journals/10.4269/ajtmh.1970.19.653

Benzer Makaleler

Yorum Yapın