Acil.Net

Şeker Koması Belirtileri Nelerdir? Şeker Nasıl Kontrol Altına Alınabilir?

#

Yazan, Serdar Zahiroğlu
10.05.2020 18:01

Kontrol Eden
ahmet burak

Hastalıklar GÜVENİLİR KAYNAK

Şeker Koması Belirtileri Nelerdir? Şeker Nasıl Kontrol Altına Alınabilir?

Şeker Koması Nedir?

Şeker koması ya da diğer adıyla diyabetik koma, nadir yaşansa da tıbbi açıdan oldukça ciddi bir durumdur. Şeker hastalarının şeker koması geçirme riski yüksektir ve bu nedenle de, şeker hastalığına sahip olup olunmadığını bilmek hayati bir önem taşımaktadır.

Şeker hastalığı, kan şekeri seviyesinin çok yüksek ya da çok düşük olmasıyla ilişkili bir sağlık problemidir. Şeker hastalığı, kan şekeri seviyelerinin dengelenmesinden sorumlu hormon olan insülinin eksikliğinden ya da üretilen insülin hormonunun yeteri kadar kullanılmamasından kaynaklanmaktadır.

Şeker hastalığı bulunan hastalarda komanın en yaygın üç nedeni ise çok düşük kan şekeri veya şiddetli hipoglisemi, diyabetik ketoasidoz ve hiperosmolar hiperglisemik sendrom olarak bilinmektedir. 1 

Kişi şeker komasına girdiğinde canlıdır, ancak manzaraları, sesleri veya diğer uyarı türlerini algılayamamaktadır veya kasıtlı olarak uyarı sinyallerine tepki verememektedir. Tedavi edilmediğinde ise diyabetik bir koma ölümcül sonuçlara neden olabilmektedir.

Şeker komasının korkutucu sonuçlara neden olabileceği ihtimali bulunsa da, gerekli önlemleri almak için adımlar takip edilebilmektedir. Diyabet hastalığı için oluşturulan tedavi planına uymak durumu kontrol altında tutmayı sağlamaktadır.  

 

Şeker Koması Belirtileri

Şeker koması nasıl anlaşılır? Kan şekeri seviyesinin aşırı yükselmesi veya kan şekeri seviyesinin aşırı düşmesi genellikle ani bir şeker koması başlangıcı ya da şeker komasına girmeden önce fark edilen olağan belirtilerdir. 2 

Hipoglisemi Belirtileri

Halk arasında, kişinin hiç yemek yememesi, kasıtlı olarak yemek yemeyi atlaması ya da yemek yemeden önce kendisini titrek, huysuz ve yorgun hissetmesi genellikle hipoglisemi ile ilişkilendirilmektedir. Hipoglisemi durumunda çok bitkin hissetmek oldukça belirgin bir belirtidir.

En sık karşılaşılan hipoglisemi belirtileri, yani diğer bir deyişle düşük kan şekeri belirtileri ise şunları içermektedir:

  • Açlık, bazen yoğun ve ani olarak ortaya çıkabilir
  • Sinirlilik veya titreme gibi endişe belirtileri
  • Terleme, uyurken meydana gelen gece terlemesi de dâhil (bu durum gece hipoglisemisi belirtisidir)
  • Baş dönmesi veya başı düşüyormuş gibi hissetmek
  • Yorgun, bitkin veya sersem olma
  • Uykuda uyanmak ve uyurken bile yorgun hissetmek
  • Huzursuz hissetmek ve ruh hali vakaları geçirmek
  • Yüz solgunluğu
  • Baş ağrısı
  • Kas güçsüzlüğü
  • Karışıklık hissi ve çalışma veya konsantrasyon sorunları yaşama 3

Şiddetli durumlarda (diyabet ilaçları dâhil olduğunda), hipoglisemi nöbetler, koma ve hatta ölüme neden olabilir. Diyabetik hastalar, özellikle de uzun süreler boyunca tekrar tekrar ortaya çıkması durumunda, ciddi hipoglisemi atakları için yüksek risk altındadırlar. Diyabetli yaşlı hastalarda şiddetli hipoglisemik ataklarının, demans, kalp hastalığı, fonksiyonel beyin hasarı, sinir hasarı ve ölüm riski artışı ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.  

Kan şekeri seviyeleri kontrol altına alınmadığında hipoglisemi belirtileri yaşanmaya devam edecektir. Zaman içinde, bunlar yorgunluk, şeker isteği, kan basıncındaki değişiklikler, kilo kaybı veya kazanımı, sinir hasarı ve sinirlilik dâhil olmak üzere, pre-diyabet veya şeker hastalığının göstergesi olan komplikasyonlar ve sıklıkla yan etkilerle birlikte ortaya çıkabilmektedir. 4 

Hiperglisemi Belirtileri

Hiperglisemi durumunda yüksek olan kan şekeri seviyesi şu şekilde tanımlanmaktadır:

  • Yemek yemeden önce 130 mg / dL’den (miligram / desilitre) daha yüksek
  • Yemek yedikten iki saat sonra eşit veya 180 mg / dL’den (miligram / desilitre) daha yüksek

Normal olan kan şekeri, şeker hastalığınızın türüne ve çocuk ya da yetişkin olup olmadığınıza ve bazı durumlara bağlı olarak değişmektedir.  

Hiperglisemi ile ilişkili olan üç ana belirtiyi şöyle açıklamak mümkündür:

Polifaji: Polifaji, açlığın artması ya da aşırı açlık olarak tanımlanmaktadır. Bunun nedeni, diyabet ilaçların alınması sonucu ortaya çıkan düşük kan şekeridir. Bir yemekten sonra olan bir doz insülin eksikliği ve çok fazla fiziksel aktivite, kan şekerinin düşük olmasına ve açlığın artmasına neden olan diğer faktörlerdir.

Polidipsi: Aşırı susuzluğu ifade etmektedir ve genellikle şiddetli ağız kuruluğuna yol açmaktadır.

Poliüri: Poliüri, aşırı ve anormal derecede fazla miktarda idrarın geçişi anlamına gelmektedir.  

Diğer hiperglisemi belirtileri arasında şunlar bulunmaktadır:

  • Bulanık görme
  • Yaraların yavaş iyileşmesi
  • Açıklanamayan kilo kaybı
  • Düzenli olarak idrar yolu enfeksiyonları yaşama
  • Mantar enfeksiyonlarına yatkınlık

Önlemi alınmayan ya da tedavi edilmeyene çok yüksek kan şekeri seviyeleri, sıvı kaybı, mide bulantısı, kusma ve son olarak da koma ve bilinç kaybına yol açmaktadır. 5 

Diyabetik Ketoasidoz Belirtileri

Eğer hiperglisemi tedavi edilmiyorsa, keton olarak adlandırılan toksik asitlerin, kan ve idrarda (ketoasidoz) birikmesine neden olabilmektedir. Bu durumun belirtileri şunları içerebilmektedir:

  • Meyve kokulu nefes
  • Mide bulantısı ve kusma
  • Nefes darlığı
  • Ağız kuruluğu
  • Zayıflık
  • Karışıklık
  • Karın ağrısı
  • Koma    


Şeker Koması Nedenleri

Şeker koması neden olur? Şeker koması, kan şekeri seviyesinin yükselmesi ya da azalması sonucu oluşmaktadır. Şeker komasının ya da diğer adıyla diyabetik komanın temelde üç nedeni bulunmaktadır. Şeker komasının iki nedeni tip 1 diyabet ve tip 2 diyabet ile ilişkilidir. Sonuncu neden ise diyabetik hiperglisemik hiperosmolar sendrom durumudur.

Tip 1 diyabet durumunda, şeker komasına kandaki düşük kan seviyeleri olarak da bilinen hipoglisemi ya da kandaki yüksek keton seviyeleri neden olabilmektedir.

Tip 2 diyabet durumunda ise yine diyabetik koma düşük kan şekerinden kaynaklanabilmektedir. Diğer yandan, yüksek kan şekeri seviyeleri olarak da bilinen hiperglisemi de şeker komasına yol açabilmektedir. 6 

Hipoglisemi ve Şeker Koması

Hipoglisemi durumu, kan şekeri seviyeleri çok düşük olduğunda (70 mg / dL’nin altındadır) ortaya çıkmaktadır. Beyin enerji için kan şekerini (glikoz) kullanmaktadır. Beyin düzgün bir şekilde çalışması için gerekli olan kan şekerini bulunmadığında ise kendisini kapatmakta ve kişinin şeker koması geçirmesine yol açmaktadır.  

Hipogliseminin, insülin veya oral ilaçları içeren diyabet tedavisinin bir yan etkisi olarak ortaya çıktığı bilinmektedir. Şeker hastaları arasında oldukça yaygın olmasına rağmen hipoglisemi, diyabetik olmayan kişilerde de ortaya çıkmaktadır. Hipogliseminin genel nedenleri ise şunlardır:

  • Vücutta aşırı insülin
  • Metabolik anormallikler
  • İlaçların ve zehirlerin yan etkileri (özellikle de depresyon, sıtma ve hatta aspirin tedavisinde kullanılan ilaçlar)
  • Aşırı alkol tüketimi
  • İnsülin oluşumunu etkileyen hormonal eksiklikler
  • Öğün atlama, uzun süre aç kalma veya açlık
  • Karaciğer, böbrekler veya pankreası etkileyen hastalıklara bağlı olarak oluşan organ yetmezliği 

Diyabetik Ketoasidoz ve Şeker Koması

Kandaki keton düzeyleri çok yüksek olduğunda ortaya çıkan tip 1 diyabetin ciddi bir komplikasyonu olarak diyabetik ketoasidoz yaşanabilmektedir.

Vücut enerji üretmek için kan şekeri yerine kandaki yağı kullanmaya başladığında, keton seviyeleri yükselmektedir.

Diyabetik ketoasidoz, tedavi edilmezse şeker komasına yol açabilmektedir. İnsülin ve sıvı takviyesi ile derhal tedavi edilmesi gereken acil bir tıbbi durumdur. Diyabetik ketoasidoz etkili bir şekilde tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilmektedir. 7 

Diyabetik Hiperglisemik Hiperosmolar Sendrom

Tip 2 diyabeti bulunan ancak kan şekeri seviyeleri yeterince kontrol altına alınmayan yaşlı insanlarda genellikle görülen bir durumdur. Kan şekeri seviyeleri aşırı yüksek olduğunda ortaya çıkmaktadır.

Diyabetik ketoasidoz durumundan farklı olarak, hiperosmolar sendroma sahip olan bir kişinin normal keton seviyelerine sahip olması gerekmektedir.

Hiperglisemik hiperosmolar sendrom, tedavi edilmediği takdirde şeker komasına neden olmaktadır. Buna ek olarak, hiperglisemik hiperosmolar sendrom, aynı zamanda kalp krizi, inme veya kan pıhtısı gibi kan damarı komplikasyonlarına yol da açabilmektedir.  

Şeker Koması Risk Faktörleri

Şeker hastalığı olan herkes şeker komasına girme riski taşımaktadır. Tip 1 diyabeti bulunan hastalar, kan şekeri ve diyabetik ketoasidoz seviyelerinin düşmesi nedeniyle özellikle risk altında görülmektedir. Diyabetik hiperosmolar sendrom nedeniyle ise tip 2 diyabet sahibi olan hastalar risk altındadır.

Şeker hastalığının tipine bakılmaksızın, aşağıdaki faktörler diyabetik komplikasyon riskini yükseltebilmektedir:

  • İnsülin almada başarısızlık
  • Travma, hastalık veya ameliyat
  • Kötü yönetilen şeker hastalığı
  • İnsülin dozlarının atlanması
  • Alkol tüketimi (alkol kan şekeri düzeylerini düşürebilmekte ve hipoglisemiden kaynaklanan diyabetik komaya neden olabilmektedir)
  • Uyuşturucuların yasadışı kullanımı (ilaçlar kan şekeri seviyelerinin aşırı artmasına ve diyabetik komanın oluşum hızını yükselmesine yol açabilmektedir) 8 

 

Şeker Koması Tedavisi

Şeker koması, diyabet hastası olan kişiler için tehlikeli hayatı tehdit eden ciddi bir durum olabilmektedir. Şeker koması nasıl geçer? Şeker komasının nedenine bağlı olarak uygulanan tedavi yöntemi şeker komasının yaşanmasına engel olmaktadır.

Şeker komasına yol açan üç temel neden, şiddetli hipoglisemi veya kan şekeri seviyesinin düşmesi, yüksek kan şekeri düzeylerine neden olan diyabetik ketoasidoz ve yüksek kan şekerine neden olan hiperglisemik hiperosmolar durumdur. Bu nedenle, şeker koması bu üç temel nedenin tedavi edilmesi ile kontrol altına alınmaktadır.

Diyabetli bir hasta bilinçsizlik yaşamaya başladığında, ilk yapılacak olan şey kan şekeri testidir. Şeker komasının nedeni hipoglisemi ise, tedavi kan şekeri düzeylerini yükseltmeyi amaçlamaktadır, ancak diğer iki koşulda, amaç kan şekerini düşürmektir.  

 

Hipoglisemi Tedavisi

Hipoglisemi diyabet için kullanılan belirli ilaçlardan (tip 1 veya tip 2 diyabetli kişilerde hipoglisemik meydana gelebilir) kaynaklanıyorsa, bir sağlık uzmanı hipoglisemi oluştuğunda size yardımcı olabilecek birkaç şey önerebilir. Ayrıca, hipoglisemiyi önlemeye yardımcı olmak için şeker hastalığı tedavi planınızda düzenlemeler de yapabilir. 

  • İlaç tedavisinde doz ayarlaması
  • Yemek planınızı geliştirmek veya ayarlamak
  • Kan şekeri seviyelerini takip etmek
  • Alkollü içeceklerin tüketimini sınırlandırmak
  • Glikoz tabletleri (dekstroz) veya sert şekerleme taşıma 9

Birden fazla hipoglisemi atağı yaşarsanız ve diyabetiniz yoksa doktorunuz kan şekerinin neden düştüğünü anlamaya çalışacaktır. Bu bilgiyle bir tedavi planı hazırlayacaktır.

Hipoglisemiyi önlemeye yardımcı olmak için tedavi planına yaşam tarzı değişiklikleri eklenebilir. Ayrıca belirtileri fark ettiğinizde hipoglisemiyi nasıl tedavi edeceğinizi öğrenmeniz gerekecektir.

Hipoglisemi tedavi yöntemleri şunları içerebilir:  

  • Kan şekerini takip etme
  • Yemek planını geliştirmek veya ayarlamak için bir diyetisyenle birlikte çalışmak
  • Glikoz tabletleri, sert şekerleme veya diğer atıştırmalıkları taşıma 

 

  • Hiperglisemi Tedavisi

Yüksek kan şekerinin kontrol altında tutulmasını sağlamak için doktorunuz tarafından reçete edilen tedavileri uygulamak, kandaki glikoz seviyesini dengelemeye yardımcı olacaktır. Doktorunuzun tavsiye ettiği tedaviye yardımcı olması için aşağıdakiler de uygulanabilmektedir:  

  • Fiziksel aktivite içinde olun
  • İlaçlarınızı belirtilen şekilde alın
  • Diyabet diyetini takip edin
  • Kan şekeri seviyelerini düzenli olarak kontrol edin 10

İnsülin programınızdaki ayarlamalar veya kısa etkili bir insülin takviyesi, hiperglisemi kontrolüne yardımcı olabilmektedir. Yüksek kan şekeri seviyesini geçici olarak düzelmesine yardımcı olmak için ekstra bir insülin dozu kullanılabilmektedir. Bu nedenle, yüksek kan şekeri durumu varsa, ne kadar sıklıkta insülin takviyesine ihtiyacınız olduğunu mutlaka doktorunuzdan öğrenmelisiniz.  

Diyabetik Ketoasidoz Tedavisi

Diyabetik ketoasidoz ve şeker koması belirtileri yaşanıyorsa, acil serviste veya hastanede tedavi gerekli olabilir. Acil tedavi kan şekerinizi normal aralığa düşürebilir. Tedavide genellikle şunları içermektedir:

  • Sıvı replasmanı
  • Elektrolit replasmanı
  • İnsülin tedavisi 

Vücudun kimyası normale döndüğünde, doktor ciddi hipergliseminin neden tetiklenmiş olabileceği ihtimali üzerine düşünülmektedir. Şartlara bağlı olarak, ek tedaviye ihtiyaç duyulabilmektedir.

Doktorunuz bir bakteriyel enfeksiyondan şüpheleniyorsa, antibiyotikleri reçete edebilir. Bir kalp krizi olasıysa, doktorunuz kalbinizin daha fazla değerlendirilmesini tavsiye edebilir.  

Diyabetik Hiperglisemik Hiperosmolar Sendrom Tedavisi

Diyabetik hiperglisemik hiperosmolar sendrom nedeniyle oluşan şeker koması ciddi dehidrasyon ve çok yüksek kan şekeri belirtileri ile oluşmaktadır. Tedavi, kan şekeri seviyelerini düşürmek için insülin uygulanmasını, dehidrasyonun düzeltilmesi için ise intravenöz sıvıların verilmesini içermektedir. Sıvılar insülinden en az 30 ile 60 dakika önce verilmelidir. Bazı hastalarda enfeksiyonu temizlemek için antibiyotik tedavisi gerekli olabilmektedir. 11 

KAYNAKLAR

1-) Haim Ben-Ami M.D. et al. (1999). Drug-Induced Hypoglycemic Coma in 102 Diabetic Patients https://jamanetwork.com/journals/jamainternalmedicine/article-abstract/414829

2-) Pasquale F. Finelli (2001). Diffusion-weighted MR in hypoglycemic coma https://n.neurology.org/content/57/5/933.2.short

3-) O. Lindvall. et al. (1992). Differential regulation of mRNAs for nerve growth factor, brain-derived neurotrophic factor, and neurotrophin 3 in the adult rat brain following cerebral ischemia and hypoglycemic coma

https://www.pnas.org/content/89/2/648.short

4-) T. Aoki. et al. (2004). Reversible hyperintensity lesion on diffusion-weighted MRI in hypoglycemic coma

https://n.neurology.org/content/63/2/392.short

5-) Jeremy J. Bending. et al. (1985). Frequency of diabetic ketoacidosis and hypoglycemic coma during treatment with continuous subcutaneous insulin infusion. Audit of medical care

https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/0002934385905182

6-) The Diabetes Control and Complications Trial Research Group. (1997). Hypoglycemia in the Diabetes Control and Complications Trial https://diabetes.diabetesjournals.org/content/46/2/271.short

7-) E. W. ter Braak. et al. (2000). Clinical characteristics of type 1 diabetic patients with and without severe hypoglycemia

https://care.diabetesjournals.org/content/23/10/1467.short

8-) Dennis R Lock. Lee A Rigg. (1981). Hypoglycemic Coma Associated with Subcutaneous Insulin Infusion by Portable Pump https://care.diabetesjournals.org/content/4/3/389.short

9-) National Institute of Diabetes and Digestive and Kidney Diseases. (1995). Diabetes in America https://books.google.com.tr/books?hl=tr&lr=&id=hcRrAAAAMAAJ&oi=fnd&pg=PA283&dq=hypoglycemic+coma+diabetic&ots=gCMehESYgQ&sig=r9SE2jy5_12TAkZm_4rMoZn8mbs&redir_esc=y#v=onepage&q=hypoglycemic%20coma%20diabetic&f=false

10-) Emmanuel Disse. M.D. Charles Thivolet, M.D. PhD. (2004). Hypoglycemic Coma in a Diabetic Patient on Peritoneal Dialysis due to Interference of Icodextrin Metabolites With Capillary Blood Glucose Measurements https://care.diabetesjournals.org/content/27/9/2279.1

11-) Matthias Egger M.D. et al. (1991). Increasing Incidence of Hypoglycemic Coma in Children With IDDMhttps://care.diabetesjournals.org/content/14/11/1001.short

Benzer Makaleler

Yorum Yapın