Acil.Net

Depresyon Nedir? Belirtileri ve Tedavisi Nelerdir?

#

Yazan, Merve Görmez
12.05.2020 04:08 (Güncellendi 14.05.2020 16:58)

Sağlık GÜVENİLİR KAYNAK

Depresyon Nedir? Belirtileri ve Tedavisi Nelerdir?

Depresyon Nedir?

Depresyon özellikle son yıllarda oldukça yaygın olarak görülen bir duygudurum bozukluğudur. Hayatın içinde gelişen zorlu deneyimler ve gerilimler sonucu motivasyon düşüklüğü ve mutsuzluk yaşamak oldukça normaldir. Ancak, depresyon normal olarak karşılanan geçici mutsuzluktan çok daha başka bir durumdur.

Depresyonda olan kişi hemen hemen her gün keyifsiz ve üzüntülü hissetmektedir. Günlük hayata ya da daha önce keyif alınan aktivitelere karşı isteksizlik ve ilgisizlik hissedilmeye başlanmaktadır. İlerlemesi durumunda ise kişi kendisini hayata karşı çaresiz, umutsuzluk ve değersiz hissetmektedir. Bazı insanlar depresyonda olmayı adeta kara deliğin içinde yaşamaya benzetmektedir.

Depresyonun çeşidi ne olursa olsun tedavi edilmesi gerekmektedir. Tedavi edilmeden bırakılan depresyon belirtileri ciddi bir sağlık sorunu haline gelebilmektedir. (1)

Depresyon Çeşitleri

Depresyonu tek bir nedene bağlamak mümkün değildir. Bu durum depresyonun kendi içinde sınıflandırılmasına da yol açmaktadır. Depresyonun pek çok çeşidi bulunmaktadır ve şu şekilde sıralanmaktadır:

Majör depresyon: En sık görülen depresyon tipidir. Çoğunlukla, hasta büyük bir depresyon yaşamadan önce hayatı boyunca ara ara majör depresyonlar yaşamaktadır.

Kronik depresyon (distimi): Bir yıl ya da daha uzun bir süre boyunca devam eden depresyon kronikleşmektedir. Kişi hayatından keyif almadan deyim yerindeyse hayatını otomatik pilotta gibi hissederek yaşamaktadır.

Mevsimsel duygudurum bozukluğu: Bazı insanlar ışığın miktarına karşı daha duyarlı olabilmektedir. Örneğin, kışın yaza oranla insan daha az güneş ışığından yararlanmaktadır. Bu da depresyon belirtilerine neden olabilmektedir. 

Atipik Depresyon: Depresyonun bu çeşidine sahip olan insanlar, genellikle ekstremitelerinde bir ağırlık hissetmektedir. Aşırı yorgunluk, ilişki sorunları, aşırı yeme ve uyuma gibi belirtilere maruz kalmaktadırlar.

Bipolar bozukluk: Manik depresif bozukluk olarak da adlandırılan bu ruhsal bozukluk söz konusu olduğunda, hasta mania ve depresif ataklar arasında gidip gelmektedir.

Psikotik depresyon: Şiddetli depresif ataklar geçiren hasta, halüsinasyonlar veya sanrılar da görebilmektedir. Kişi kendini katatonik ya da yatağa sıkışmış gibi hissedebilmektedir.

Doğum sonrası depresyon: Depresyonun bu çeşidi doğum sonrasında ortaya çıkmaktadır. Anne bebeğiyle bağlantı kuramamaktan ya da bebeğe zarar vermekten korkabilmektedir.

Premenstrüel disforik bozukluk: Menstrüel döngülerle ilgili olan depresyon, bireyin normal hayatına adapte olmasında zorluk yaşamasına neden olabilmektedir.

Durumsal depresyon: Hayatı değiştiren olaylar nedeniyle tetiklenmektedir. Aile bireylerinden birinin ölümü ya da işten çıkarılma gibi durumlar sonucu yaşanabilmektedir. (2)


Depresyon Belirtileri

Depresyon nasıl anlaşılır? Depresyon belirtileri; yaşa, cinsiyete, kişilik özelliklerine ve kültürel geçmişe bağlı olarak insanları farklı şekillerde etkileyebilmektedir. Bazı insanların yaşadıklarını dile getirmesi ya da diğer bir deyişle depresyonu tarif etmesi oldukça zor olabilmektedir. Bununla birlikte, bazı vakalarda depresyon pek çok fiziksel belirti ile birlikte kendini belli edebilmektedir.

Unutulmamalıdır ki her insan arada sırada kendisini keyifsiz ve mutsuz hissedebilmektedir. Depresif ruh haline neden olan durumlar ya da olaylar geçtikten bir süre sonra belirtileri de geçmektedir. Depresyon, arada sırada hissedilen mutsuzluk ve keyifsizlik hislerinden çok daha başka bir durumdur. Belirli bir süreden sonra (2 hafta gibi) devam eden depresyon belirtileri durumunda, depresyon başlangıcında olabilirsiniz. (3)

Ortak depresyon belirtileri şöyle sıralanabilmektedir:

Duygusal Belirtiler

  • Hemen hemen her gün üzgün, mutsuz, keyifsiz ve boş hissetmek
  • Normal faaliyetlere karşı ilginin ve zevkin azalması
  • Arkadaşlardan veya aileden uzak kalmayı istemek
  • Değersizlik veya suçluluk duygusu
  • İntihar düşünceleri
  • Sebepsizce ağlamak

Fiziksel Belirtiler

  • Enerji düşüklüğü, yorgunluk ve aktivite azalması
  • Uykusuzluk veya uyku zorluğu
  • İştah kaybı ve istemsiz kilo vermek
  • Artan uyku veya iştah artışı (atipik depresyon)
  • Karar vermede ve olayları hatırlamada zorluk çekmek
  • Vücut hareketlerinin yavaşlaması, düşünme veya konuşmada yavaşlama
  • Tek bir yerde oturmada, el sıkışmada ve yürürken adım hızını ayarlamada zorluk çekmek
  • Cinsel isteğin azalması
  • Sırt ağrısı veya baş ağrısı
  • Hasta hissetmek ve kuvvetten düşmek
  • Sindirim problemleri

Depresyonda olan kişilerde aynı zamanda anksiyete belirtileri de görülebilmektedir. Çoğu zaman ikisi birlikte yaşanmaktadır. (4)

Çocuklarda Depresyon Belirtileri

Çocuklar depresyon belirtilerine maruz kalsa da genellikle bu durumu dile getirmekte zorlanmaktadırlar. Bununla birlikte özellikle birkaç hafta boyunca devam eden bazı belirtiler ebeveynler tarafından fark edilebilmektedir. Çocuklarda dikkat edilmesi gereken bazı işaretler şunlardır:

  • Enerji düşüklüğü ve motive olmada zorluk yaşamak
  • Her zaman zevk alınan aktivitelere karşı ilgisiz olmaya başlamak
  • Dinlenme ve görevleri yerine getirmede konsantrasyon problemleri yaşamak
  • Çocuğun kendisi hakkında olumsuz yorumlar yapması
  • Oyun oynamaktan ve arkadaşlarla bir araya gelmekten çekinmek
  • Memnun olmakta zorlanmak
  • Sinirli ve üzgün olmak
  • Sebepsiz yere ağlamak ve yatışmakta zorlanmak
  • Aşırı yemek yeme ya da yiyecekler karşı iştah duymamak
  • Az uyumak, erken uyumak ya da uyanmada zorluk çekmek

Çocuklarda depresyon belirtileri genellikle sinirlilik ve sızlanma gibi olumsuz davranışlarla karakterize edilmektedir. Çocuk olduğu için bu durumu olağan karşılayıp çocuğu cezalandırmak bazen depresyonunun tespit edilmesini zorlaştırabilmektedir. Bu nedenle, diğer belirtilerin gözden kaçırılmaması önemsenmelidir. (3)

Yaşlılarda Depresyon Belirtileri

Depresyon yaşlanmanın normal bir parçası olarak kabul edilmemektedir. Bu nedenle de asla hafife alınmamalıdır. Diğer yandan, yaşlı insanlarda da depresyonu tespit etmek zor olabilmektedir. Tedaviye ve desteğe karşı çoğu zaman bir isteksizlik yaşanmaktadır.

Yaşlı insanlarda görülen depresyon belirtileri şöyle sıralanmaktadır:

  • Hafıza zorlukları veya kişilik değişiklikleri
  • Fiziksel ağrı
  • Yorgunluk, iştahsızlık, uyku problemleri ya da bir sağlık sorunu ya da ilaca bağlı olmayan cinsel ilişkiye ilgi kaybı
  • Sosyalleşmek ve yeni şeyler yapmaktansa evde zaman geçirmeyi istemek
  • Özellikle yaşlı erkeklerde intihar düşüncesi veya duyguları (3)

Hamilelikte Depresyon Belirtileri

Hamilelik sırasında yorgunluk ve uyku sorunları gibi bazı depresyon benzeri belirtileri yaşamak oldukça normaldir. Ancak anne adayı sürekli olarak bir üzüntü, mutsuzluk ve keyifsizlik hissediyorsa bu durum normal karşılanmamaktadır. Günlük hayattaki aktivitelere karşı aşırı bir isteksizlik hissediliyorsa depresyon gelişmiş olabilmektedir.

Aşağıda sıralanmış olan belirtiler (beş veya daha fazlası) neredeyse her gün yaşanıyorsa bu durum depresyonu işaret edebilmektedir:

  • Günlük aktivitelere ilgi duymamak ya da hiçbir şeyin eğlenceli gelmemesi
  • Günün çoğunda üzgün hissetmek
  • Her zaman ağlamak
  • Son derece rahatsız veya heyecanlı hissetmek
  • Endişeli hissetmek
  • Konsantrasyon zorlukları
  • Enerji düşüklüğü veya aşırı yorgunluk
  • Yemek yeme ya da uyku düzeninde değişimler yaşamak
  • Suçluluk, değersizlik veya ümitsizlik gibi ezici duygulara sahip olmak
  • Hayatın yaşamaya değer olmadığını hissetmek (5)

Tıbbi Yardım Alınması Gereken Durumlar

Depresyon belirtilerine maruz kalıyorsanız ve depresyonda olduğunuzu düşünüyorsanız uzman bir kişiden yardım almanızda fayda vardır. Bununla birlikte, eğer hamilelik sırasında depresyon yaşıyorsanız ya da intihar düşünceleri içindeyseniz mutlaka hemen bir doktora başvurmalısınız. (6)


Depresyon Nedenleri

Depresyon neden olur? Her vakada depresyonun nedenini tam olarak tespit etmek mümkün olmayabilmektedir. Bununla birlikte, genel olarak depresyonun psikolojik, sosyal, genetik ve biyolojik faktörlerin bir birleşiminin sonucu olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Bazı insanların genler, biyoloji ve kişilik tipleri nedeniyle depresyon geliştirmeye daha yatkın olabileceği söylenebilmektedir. Ancak, bu demek değil ki bu koşullara sahip olan herkes depresyona girmektedir.  (7)

Depresyon nedenleri daha ayrıntılı olarak şu şekilde sıralanmaktadır:

Genetik Faktörler

Depresyonun genellikle bazı yaşam deneyimlerinin ve kişilik özelliklerinin bir sonucu olarak geliştiği düşünülmektedir. Ancak pek çok araştırmaya göre genetik faktörler depresyonun ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamaktadır.

Özellikle, ikiz kardeşler üzerine yapılan çalışmalarda görülüyor ki, depresyon aileden kalıtsal olarak geçebilmektedir. 

Beyin Kimyası Dengesizliği

Duygudurum düzeninde yer alan nörotransmitterlerde meydana gelen bazı dengesizliklerin depresyona yol açabildiği düşünülmektedir.

Beyindeki kimyasal maddeler olan nörotransmitterler, beyindeki farklı alanların birbiriyle iletişim kurmasını sağlamada görev almaktadır. Nörotransmitter yetersiz beslendiğinde ise bu durumun depresyonun gelişimine yol açabileceği düşünülmektedir. 

Hormonal Değişiklikler

Kadınlar erkeklere oranla depresyon yaşamaya daha yatkındır. Bunun nedeni ise hormonlarla açıklanmaktadır. Üreme yıllarında daha sık görülen depresif bozukluklar hormonal değişikliklerden kaynaklanmaktadır.

Özellikle regl, hamilelik, perimenopoz ve menopoz gibi hormonal değişikliklerin meydana geldiği dönemlerde, kadınlar depresif bozukluklar yaşamaya daha eğilimli olabilmektedir. Bununla birlikte, depresyon yaşama riski menopoz döneminden sonra azalmaktadır. (8)

Sirkadiyen Ritim Bozukluğu

Mevsimsel duygudurum bozukluğu olarak adlandırılan bir tür depresyonun, vücudun normal sirkadiyen ritminde meydana gelen bir rahatsızlıktan kaynaklandığı düşünülmektedir.

Göze gelen ışık bu ritmi etkileyebilmektedir. Bununla birlikte daha kısa süren kış günlerinde, insanlar dışarıda daha az zaman geçirdiği için sirkadiyen ritim bozukluğu yaşayabilmektedir. Kısa ve karanlık olan günlerin olduğu soğuk iklimlerde yaşayan insanların bu durumu yaşama riski daha fazladır. 

Yetersiz Beslenme

Besin değerleri açısından zayıf olan bir diyeti tercih etmek, çeşitli yollarla depresyonun gelişmesine katkıda bulunabilmektedir. Bazı vitaminlerin ve minerallerin eksikliği depresyon belirtilerine neden olabilmektedir.

Yapılan bazı çalışmalara göre, özellikle omega-3 yağ ve omega-6 yağ asitleri açısından yetersiz olan diyetler depresyon belirtilerini tetikleyebilmektedir. Bununla birlikte aşırı şeker tüketimi de depresyonla ilişkilendirilmektedir. 

Fiziksel Sağlık Sorunları

Zihinsel sağlık da fiziksel sağlık kadar önemlidir. İkisi birbiriyle bağlantılıdır. Bu nedenle fiziksel herhangi bir sorun yaşıyorsanız bu durum ruh halinizi de etkileyebilmektedir.

Sağlık sorunları depresyon belirtilerine yol açabilmektedir. Özellikle kronikleşen bir hastalık söz konusu ise majör depresyonun ortaya çıkması muhtemel olabilmektedir.

Ayrıca tiroid bozuklukları, addison hastalığı ve karaciğer hastalığı gibi bazı hastalıklar da depresyon belirtilerine neden olabilmektedir. 

İlaçlar

Uyuşturucu ve alkol bağımlılığı gibi vücuda zarar veren alışkanlıklar depresyona neden olabilmektedir.

Bununla birlikte bazı reçeteli ilaçların da depresyona yol açabileceği düşünülmektedir. Bu ilaçlar arasında antikonvülsanlar, statinler, uyarıcılar, benzodiazepinler, kortikosteroidler ve beta blokerler bulunmaktadır. 

Stres

Deyim yerindeyse kişinin hayatını altüst eden bazı stresli olaylar, depresyonun gelişmesine neden olabilmektedir. Stres döneminde, kortizol hormonu aşırı miktarda salgılanmaya başlamaktadır. Bu durum, nörotransmitter serotonini etkileyebilmektedir. Sonuç olarak da depresyon belirtileri tetiklenebilmektedir. 

Büyük Acılar ve Kayıplar

Sevilen birinin kaybının ardından yas tutan bireylerin çoğunda bir süre boyunca depresyon belirtileri görülebilmektedir. Uyku problemleri, iştahsızlık, keyifsizlik ya da aktivitelere ilgi kaybı, kayıp sonrası yaşanabilecek normal durumlardır.

Bu tür durumların üstünden zaman geçtikçe depresyon belirtilerinin de azalması gerekmektedir. Devam etmesi durumunda ise normal olmaktan çıkıp depresyona dönüşebilmektedir. (9)


Depresyon Tedavisi

Depresyon nasıl geçer? Depresyon tedavi edilebilir bir ruh bozukluğudur. Genellikle ilaç, psikoterapi veya ikisinin kombinasyonu ile tedavi edilebilmekte ve belirtileri hafifletilebilmektedir.

Depresyon tedavisinin olumlu sonuçlar vermesi için mümkün olduğunca kişiye özel tasarlanması gerekir. Her tedavi yöntemi her hastaya yardımcı olmayabilmektedir. Bu nedenle en etkili seçenekler için doktorunuz ve tedavi ekibinizle konuşmanız da önem kazanmaktadır. 

Psikoterapi

Depresyonu tedavi etmek için en sık kullanılan yöntem psikoterapidir. Çoğu zaman olumlu sonuçlar veren psikoterapinin pek çok farklı çeşidi bulunmaktadır. (10)

Kişiler arası ilişkiler terapisi: Nispeten daha kısa süreli olan bu tedavi yönteminde ilişkilerin depresyona olan etkisi üzerinde durulmaktadır. Tedavinin amacı, hastaların iletişim becerileri ve çatışma-çözme becerileri gibi becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmaktır.

Bilişsel davranışçı terapi: Bilişsel davranışçı terapi, insanların depresif duygularını güçlendiren bilişsel çarpıtmaları ve davranış kalıplarını tanımlamalarına ve değiştirmelerine yardımcı olmak için tercih edilebilmektedir. Çoğu zaman kısa süreli olan bu terapi çeşidinde mevcut sorunlar ve beceri öğretimi üzerinde odaklanılmaktadır.  (11)

Sosyal beceri terapisi: Amaç hastalara sağlıklı ilişkiler kurmayı öğretmektir. Depresyon belirtilerinden muzdarip olan hastalara iletişim becerilerinin geliştirilmesi ve diğer insanlarla güçlü sosyal ağların nasıl kurulması gerektiği (dürüstlük ve saygıya dayalı) öğretilmektedir.

Psikodinamik terapi: Depresyon yaşayan hastaların bilincinde olmadığı ya da iyileşmeyen duygusal yaralarını keşfetmesine yardımcı olmayı içermektedir. Geçmişteki tatsız deneyimler ve çözülmemiş durumlar tekrar gündeme getirilerek çözüme ulaştırılmaktadır.

Destekleyici terapi: Bu tip bir terapi yönteminde, hastanın dinlenilmesi amaçlanmaktadır. Konuşmaya istekli olan hasta, konuştukça kendisini daha iyi hissedebilmektedir. Anlayışla hastasını dinleyen terapist empati kurarak hastasına destek olmaktadır. 

Davranışsal aktivasyon terapisi: Davranışsal aktivasyon terapisinde, adından da anlaşılacağı üzere, amaç hastanın hoş aktivitelerle daha fazla ilgili olmasını sağlamaktır. Çevresiyle arasında etkileşim kurmaya başlayan ve aktivitelerle meşgul olan hasta, depresyonun baskısından uzak kalabilmektedir.

Problem çözme terapisi: Hastanın problemlerini tanımlamak üzerine odaklanılmaktadır. Problemler tespit edildikten sonra çeşitli çözüm yöntemleri sunulmaktadır. Problemlerine çözüm bulabilen hasta depresyon belirtilerinden kurtulabilmektedir.

Aile ve çift terapisi: Depresyon evdeki diğer bireyleri etkilediğinde ya da hastanın depresyonunda aile bireylerinin de etkisi olması durumunda aile veya çift terapisi düşünülebilmektedir. 

İlaç Tedavisi

Depresyon belirtilerini hafifletmek için kullanılabilecek pek çok ilaç bulunmaktadır. Yapılan araştırmalara göre ilaçlar psikoterapi ile birlikte uygulandığında daha etkili olmaktadır. Depresyon için reçete edilebilecek bazı ilaçlar şunlardır: (12)

Trisiklik antidepresanlar: Depresyon için geliştirilen ilk antidepresanlardır. Yeni antidepresanlara oranla yan etkileri daha fazladır ancak bazı hastalarda daha etkili olabilmektedir.

Monoamin oksidaz inhibitörleri: Eski tip bir antidepresan olan monoamin oksidaz inhibitörleri, yüksek tansiyona neden olabileceği için belirli bir diyetle birlikte alınmalıdır. Diğer ilaçlarla da etkileşime girebileceğinden dikkatli olunmasında fayda vardır.

Selektif serotonin geri alım inhibitörleri: Depresyon tedavisi için en sık reçete edilen ilaçlardır. Diğer antidepresanlara oranla yan etkileri daha azdır.

Serotonin ve norepinefrin geri alım inhibitörleri: Selektif serotonin geri alım inhibitörlerine benzer ilaçlar olsa da bu tip antidepresanlar daha yenidir. Serotonin ile birlikte norepinefrin geri alımını da bloke etmektedirler. 

Hastanede Tedavi

Hastanın kendine ya da çevresine zarar verme riski oluştuğu takdirde, tedavinin hastanede yapılması gerekebilmektedir. Depresyonda olan hastanın özellikle intihar düşünceleri içinde olması tehlike oluşturabilmektedir.

Hastanede uygulanan tedavi sırasında hem psikoterapi hem de ilaç tedavisi uygulanabilmektedir.

Hastanın hastaneden ayrıldıktan sonra bir süre daha tedavi programına devam etmesi önerilebilmektedir. Hastanın tamamen iyileştiğinden emin olmak için her gün birkaç saat boyunca bu terapiler uygulanabilmektedir. 

Kendi Kendine Tedavi Yöntemleri

Depresyon çok ciddi seviyelerde değilse, kişi kendi başına tedavi yöntemleriyle depresyon belirtilerini hafifletebilmektedir. Hafif depresyon belirtilerine yardımcı olması için kişinin kendi başına yapabilecek bazı tedavi yöntemleri şunlardır:

Yakınlardan destek: Kişi yaşadığı problemleri diğer insanlarla konuşarak paylaştığı takdirde kendisini daha iyi hissedebilmektedir. Bu nedenle pek çok insan aile, arkadaş ve eş gibi yakınlardan destekleyici yardım almaktadır.

Çevrimiçi kaynaklar: Özellikle depresyona yardımcı olan birçok web sitesi, haber bülteni ve çevrimiçi program bulunmaktadır.

Kişisel gelişim kitapları: Piyasada pek çok kişisel gelişim kitabı bulunmaktadır. Bu kitapların bazıları kişinin hayat içinde yaşadığı problemlerle nasıl baş edebileceği konusunda faydalı bilgiler barındırmaktadır. 

Depresyon İçin Hangi Doktora Gidilir?

Depresyon tanısı ve tedavisi için psikolojik danışmanlara, psikologlara ya da psikiyatristlere başvurulmaktadır. 


Depresyona Ne İyi Gelir?

Depresyon bir zihinsel sağlık bozukluğudur. Özellikle, duygu kusurlarından biri, üzüntü duygusu ve ilgi kaybı gibi sürekli olarak düşük ruh hali ile karakterizedir. Depresyon kalıcı bir sorundur ve geçmeyen bir problemdir. Depresif bir dönemin ortalama uzunluğu 6-8 aydır.

Depresyon, hepimizin normal ve sağlıklı yaşamın bir parçası olarak yaşadığı ruh halindeki dalgalanmalardan farklıdır. Gündelik hayatın zorluklarına geçici duygusal tepki depresyon teşkil etmez.

Aynı şekilde, bir kişinin ölümüyle sonuçlanan üzülme hissi bile ısrarcı değilse bu durum depresyon olarak görülmez. Ancak, depresyon bir ölümü takip ettiğinde bu durum psikologlara göre ”karmaşık yas” olarak tanımlanır. (13)


UYARI: Burada yazılanlar sadece bilgi amaçlıdır. Tıbbi tavsiye, tanı ve tedavi sağlamaz. En doğru tedavi ve bilgi için doktorunuza danışınız.

KAYNAKLAR

1. https://www.researchgate.net/profile/Birol_Yetim2/publication/336460574_Depresyon_Hastalarinda_Yasam_Kalitesi/links/5e78d505a6fdcc0ca8e73ce9/Depresyon-Hastalarinda-Yasam-Kalitesi.pdf

2. https://books.google.com.tr/books?hl=tr&lr=&id=Ntw8AwAAQBAJ&oi=fnd&pg=PR17&dq=depression%2Bwhat&ots=I0bKyxaMGQ&sig=EkbubC5TI9jQ5zoiU6Vo5vP9HPM&redir_esc=y#v=onepage&q=depression%2Bwhat&f=false

3. https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/depression/symptoms-causes/syc-20356007

4. https://psychiatryonline.org/pb/assets/raw/sitewide/practice_guidelines/guidelines/mdd.pdf sayfa:59-60

5. https://www.acog.org/clinical/clinical-guidance/task-force-report/articles/2009/management-of-depression-during-pregnancy

6. https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/depression/symptoms-causes/syc-20356007

7. https://psycnet.apa.org/doiLanding?doi=10.1037%2F0735-7028.18.2.119

8. https://www.tandfonline.com/doi/abs/10.1300/J013v33n03_11?casa_token=CTxmkd5cwV8AAAAA%3AA4an3oER1auw2PznPVxLxftAGxnXT0XPOjHfae20q5Ue9soVIHFrgOJtveWWWVDZWXhNHWgYwZCDVQ&

9. https://onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.1111/j.1365-2648.2008.04845.x?casa_token=DZi5Brww5zAAAAAA%3AAMdbbkm_XDXEi0qMVbkgGhIkA-Vr8gMPPXckdruJro1hf7bJYNyadvAsw_odYX0S3L6jYsaavSuEgFnp

10. https://psycnet.apa.org/doiLanding?doi=10.1037%2Fa0029396

11. https://europepmc.org/article/med/15315995

12. https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0005796710000689

13. https://books.google.com.tr/books?hl=tr&lr=&id=Ntw8AwAAQBAJ&oi=fnd&pg=PR17&dq=depression&ots=I0bKzxbQAQ&sig=ion4CZqrQMrGt_AOeyUbhLOckDk&redir_esc=y#v=onepage&q=depression&f=false

Benzer Makaleler

Yorum Yapın